Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Tamaru, karşı taraftakinin sözlerini duymazdan gelerek konuşmasını sürdürdü: “Uşikava Bey bu adreste ve maalesef artık soluk almıyor. Göründüğü kadarıyla doğal ölüm değil. Cüzdanında Yeni Japonya Bilim ve Sanatı Geliştirme Cemiyeti, Sorumlu Müdür yazan kartvizitler var. Polis, o tipi bulacak olursa sizinle bağını er ya da geç anlayacaktır. Sizin için de sıkıntı yaratabilir. Duruma olabildiğince çabuk el koymanız yararınıza olur. Bu konularda becerikli olduğunuzu biliyorum.” “Siz kimsiniz?” dedi karşı taraf. “Nazik bir haberci” dedi Tamaru. “Ben de polisi pek sevmem. Tıpkı sizin gibi.” “Doğal ölüm değil mi?” “En azından yaşlılıktan kaynaklanan bir ölüm değil, huzurlu bir ölüm de değildi.” Karşı taraf bir süre sessiz kaldı. “Peki, Uşikava Bey öyle bir yerde ne yapıyordu acaba?” “Bunu da bilemiyorum. İşin ayrıntısını doğrudan Uşikava Bey’e sormaktan başka çare yok, ama az önce söylediğim gibi artık yanıt verebilecek durumda değil.” Karşı taraf kısa bir süre sessiz kaldı. “Siz muhtemelen Okura Oteli’ne gelen genç kadınla alakalı birisinizdir.” “Bu, yanıt beklememeniz gereken bir soru.” “Ben o kadınla karşılaşmış bir insanım. Böyle söylersem anlayabilirsiniz. Ona iletmenizi istediğim bir şey var.” “Dinliyorum.” “Ona zarar vermek niyetinde değiliz” dedi karşı taraf. “Siz onun nerede olduğunu bulmak için elinizden geleni yapıyorsunuz sanıyorum.” “Aynen öyle. Bir süredir onu bulmaya çalışıyoruz.” “Fakat ona zarar verme niyetiniz olmadığını söylüyorsunuz” dedi Tamaru. “Bu nasıl oluyor?” Yanıt gelene kadar kısa bir sessizlik oldu. “Basitçe söyleyecek olursak, bir noktada işler değişti. Elbette Lider’in ölümünden dolayı çevremizdeki insanlar derin bir yastalar. Yine de artık bitti, hiç sorun kalmadı. Lider hastaydı, bir anlamda kendi sonuna kendisi karar vermişti. Bu yüzden bu konuyla ilgili olarak Aomame Hanım’ı daha fazla takip etmek niyetinde değiliz. Artık tek istediğimiz, onunla konuşmak.” “Ne hakkında?” “Ortak çıkarlar hakkında.” “Fakat bu nihayetinde sizin meseleniz. Sizin açınızdan onunla konuşmak gerekli olsa bile o böyle bir şey istemiyor olabilir.” “Konuşabileceğimizi sanıyorum. Size verebileceğimiz şeyler var. Sözgelimi özgürlük ve güvenlik. Dahası, bilgi ve haber. Tarafsız bir yerde konuşma imkânımız olamaz mı? Neresi olursa olsun fark etmez. Sizin belirleyeceğiniz yere geliriz. Güvenliğinizi yüzde yüz garanti ediyoruz. Yalnızca sizinkini de değil, bu meseleyle ilgili olan herkesin güvenliğini garanti ediyoruz. Kimsenin daha fazla kaçmasına gerek yok. Her iki taraf için de, kötü bir öneri olduğunu sanmıyorum.” “Siz böyle diyorsunuz” dedi Tamaru, “fakat size güvenmemiz için bir dayanak yok.” “Yine de Aomame Hanım’a iletmenizi rica edebilir miyim?” dedi karşı taraf sabırlı bir sesle. “Durum, acil. Bir uzlaşma yolu bulmaya çalışıyoruz. Güvenilirlik hakkında daha somut koşullar gerekiyorsa, bu konuda da düşünebiliriz. Buraya telefon edecek olursa her zaman bize ulaşabilir.” “Biraz daha anlaşılır şekilde anlatabilir misiniz? Ona neden bu kadar ihtiyacınız var? Ne oldu da durum böylesine değişiverdi?” Karşı taraf kısa nefesler aldı. Sonra yanıtladı: “Sesi duymaya devam etmemiz gerekiyor. Bizim için bereketli bir kuyu gibi. Bunu yitiremeyiz. Şimdilik söyleyebileceğim yalnızca bu kadar.” “Bu kuyunun kurumaması için de Aomame’ye ihtiyaç duyuyorsunuz.”
Sayfa 456Kitabı okudu
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.