Bırakmaların, tutunamayışların, hayata körlemesine dalışların, dibe vurup vurup yeniden başlangıçların adıdır Tante. . At cambazı olmak isteyen, başına buyruk, kurallara, geleneklere ters düşen ve tabi ki de tutunamayan bir kadının hikayesi..
Tante rosa’nın en belirgin özelliği bırakmasıdır, bırakabilmesidir. Yazar Sevgi Soysal bir röportajında, Tante rosa’nın bu özelliğiyle anlatmak istediğinin: “bırakmanın, bırakılanlar ne denli bırakılası olsalar da bırakanı sevindiremeyeceğini, yüceltemeyeceğini bilmektir. O anda kendiyle yanlız kalanın; bu yeni düşman karşısında, bir yığın ahmak yüzünden tanıma fırsatını hiç bulamadığı kendi karşısında duyabileceği dehşettir. Önemli gösterilebilecek bir eylemin ardından; başkalarının yanlışlarının o ana dek gölgelediği kendi yanlışımızın çırılçıplak kalışıdır. o yeni saçmalık, gülünçlüktür..
Kitap, oniki hikayeden oluşuyor ama hepsi farklı başlıklar ile aslında Tante'nin biyografisi tadında. Hüzünlü bir mizahı ve iğneleyici, gerçekçi bir dili var Sevgi Hanımın.. Yine hayatını okurken roman tadı aldığım nadir isimlerden ayrıca. Ve kitabı birlikte okuduğum tatlı insan tarafından da Sevgi Hanım'a benzetilmek de bir güzel kıldı benim için. Ama umarım bahtım benzemez. Yoksa hangisine yanayım bilemem :) 3 evliliğe mi yoksa 40 yaşında vefat etmesine mi..
Velhasıl kelam bu detoks süresinde iyi bir eser oldu benim için..