Yabancı romanıyla özdeşleşir. Ancak yazarın en önemli eseri aslında "Veba" kabul edilir. Keskin bir gözlemle, net bir bilinçle Veba, yalnızca çağımızın değil, tüm insanlığın karakteristik ortak bir sorununa değinir. Yaşananların yazgıya dönüşmesine. Beklenmedik bir boyuta ulaşan veba salgını tüm Oranlıları ilkin umutsuzluğa boğar, ardından Doktor Rieux, Tarron ve Grand'ın gösterdikleri dayanışma örneği, öncelikle kurumsal olmak üzere herkese bir güç ve umut kaynağı olur. Oran kasaba halkı, kurbanlarını hızlı ve korkunç bir ölüme mahkum eden ölümcül bir vebanın pençesindedir. Karantinaya zorlanmaları korku, izolasyon ve klostrofobiyi beraberinde getiriyor. Her kişi ölümcül hastalığa kendi yöntemiyle tepki verir: Bazıları kadere teslim olur, bazıları suçlama arar ve Dr. Rieux gibi birkaçı da direnir...
"Karamsar varoluşçuluğu"yla öne çıkan Veba, insanın acı ve umutsuzluğunu çekinmeden sergilemesine rağmen, evrensel bir insancıllık duygusudur, zira illa her dönemde bir salgın durumu her daim yaşanmıştır. Binlerce farenin Cezayir kenti Oran'ın sokaklarında ölmesiyle açılırken (yine tanıdık durum) insanlar da hastalanıp ölmeye başladıklarlar. Esnaf zihniyetli şehir yetkililerinin başlangıçtaki inkarlarına rağmen, vebanın şehrin başına bela olduğu anlaşılır. Sıkı bir karantina uygulanır ve bu zorunlu tecridin, Camus'nün kusursuzca yakaladığı boğucu klostrofobisinde insanlar ölümün kaçınılmazlığıyla yüzyüze bırakılırlar ve toplumu bir arada tutan bağlar kopmaya başlar, sanırım bu kısım yaşadığımız salgında en ağır gelen olaydı benim için!!! Yine de, en kötü anda bile, bütün ümitler tükenmemiştir ki benim de salgının olduğu vakitler tüm ümidimi kaybettiğim dönem, korkularımın arttığı dönemdi, çok zor bir dönemdi benim için oyüzden!!! Başlangıçta insani umutsuzluğun yalnız ve benzersiz doğasını ortaya koyan bir inziva haline çekilerek toplumdan uzaklaşmalarına rağmen, öne çıkan bazı karakterler, içinde bulundukları kötü duruma dair ortak bir anlayış içerisinde, toplumu yavaş yavaş bir araya getirmeye girişirler. Bir şehir dolusu insanın yaratılışında rol oynayan duyarlılık ve zeka, olağanüstü niteliktedir ve Oran'a hayat verir. Veba'yı Camus'nün diğer büyük yapıtı Yabancı'dan ayıran ve onu zamanın ötesine taşıyarak bu gün hala geçerli bir yapıt olmasını sağlayan da budur ve etkileyici kısmı da budur, zira çıkış noktası artık umudun doruk olduğu vakitlerdir fakat bunun sonu var mı yok ne yazik ki her daim bir tehtid mevcuttur hayatta...
İnsanın "karşı koyma varoluşu"nun istikrarsızlığına karşı zamansız bir cesaret ve kararlılık öyküsü olan "Veba" ölmeden önce okunması gereken 1001kitap arasındadır. Tanıdık bildik durumların yaşandığı ortak salgın durumlarının hangi kitapta, hangi dönemde olursa olsun aynı durumların olup, aynı tepkilerin yaşanması insana ilginç geliyor... Severek okudum keşke bu kadar bekletmeseydim...
~~~Dünyadaki kötülük neredeyse her zaman cehaletten kaynaklanır ve eğer aydınlatılmamışsa, iyi niyet de kötülük kadar zarar verebilir. İnsanlar kötü olmak yerine daha çok iyidir ve gerçekte sorun bu değildir. Ancak insanlar bir şeyin farkında değillerdir, şu erdem ya da kusur denilen şeyin; en umut kırıcı kusur, her şeyi bildiğini sanan ve böylece kendine öldürme hakkı tanıyan cehalettir. Katilin ruhu kördür ve insan her tür sağduyudan yoksunsa güzel aşk ve gerçek iyilik diye bir şey olamaz~~~
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 202020bin okunma
·
3 artı 1'leme
·
338 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.