Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Radyo konuşması 4
Aziz kardeşlerim, sözlerime, eski A.P.li arkadaşlarımı selâmlamakla başlıyorum. Benim kendilerine hiçbir kırgınlığım yok. Sözüm A.P. yöneticilerine karşıdır. Kardeşlerim: Adalet Partisi iktidara hak yolunda, halk için sloganı ile geldi. Fakat çok geçmeden soluğu kesildi. Hakkı da halkı da bıraktı. Yerli, milliyetçi fikirleri yadırgadı. Beynelmilel bir teşkilat olan mason localarının emrine girdi; kadrosundaki milliyetçileri ihraç etti. Kalanları da bir kenara itti. A.P.liler hâlâ zannederler ki, parti içinde, Süleyman Bey ve ekibine karşı koyabilecek milliyetçi-mukaddesatçı bir grup var. Hayır kardeşlerim: A.P. içinde böyle bir grup yoktur. Bunların başı olan zatlar¹, daha dün yapılan ön seçimlerde "Başbakanlarıyla aralarında hiçbir anlaşmazlık olmadığını" beyan etmişlerdir. Bunların A.P. içindeki muhalefeti göstermelik bir muhalefet, milliyetçilikleri sahte bir milliyetçiliktir. Bu, Süleyman Beye muhalif gibi görünerek muhafazakâr halkı partiye bağlamak için öteden beri takip edilen usuldür; bir tertiptir; bir mason oyunudur. Demirel ve Bilgiç bir elin içi ve dışı gibidirler. Elin dışı, içine nazaran zıt gibi görünürse de, hakikatte bunlar aynı vazifeyi görmeye memurdurlar. İki Ispartalı bu elle iktidar sandalyesine sıkıca ya pışmışlardır. Demirel, mason-Yahudi sermaye çevrelerini arkasına almış, Bilgiç saf Müslüman Anadolu halkını... Süleyman Bey para kasası... Bilgiç oy masası. Süleyman Bey iktidarın başı; Bilgiç, Kıratın binek taşı. Kardeşlerim: A.P. içindeki milliyetçi muhalefetin hızını kesen, türlü vaat ve oyalamalarla milliyetçileri avutan, uyutan, Ulaştırma Bakanlığına ulaşınca da her şeyden vazgeçen işbu Sadettin Bilgiç'tir. * A.P.li kardeşlerim: Adalet Partisi içinde bu mukad des davayı yürütecek ciddî, samimî bir kadro yoktur. Olsa da yürütemezler. Hemen adamı yürütürler. Çünkü Adalet Partisi'nin hayatî noktalarına masonlar ahtapot gibi yapışmışlardır. Geçen seçimlerde millete dindar görünmek için, camilerden kasten ayakkabılarını çaldıran, sonra da pazar yerlerinde "falan adayın camide ayakkabısı çalınmıştır" diye tellâl bağırtan A.P.liler, bu seçimlerde, ahıra bağlayacakları hayvanlarını, Kur'an-ı Kerim'e yerleştirmişlerdir; böylece oy toplamak için, hayvanla Mukaddes Kitabımızı birleştirmişlerdir. (A.P. liler Kur'an-ı Kerim'e at resmi bastırarak bunu bütün vatan sathında dağıtmışlardır.) A.P.nin dine ve dindarlara karşı saygısızlığı saymakla bitmez. Elmalı'ya, Erbakan'a yapılan çirkin hareketler herkesin malûmudur. Arkadaşlar, A.P., iktidarının ilkbaharında, şümullü geniş bir af çıkarmış, bu afla canileri, katilleri, hırsızları, ırz düşmanlarını affetmiş, yalnız ve yalnız Müslümanları affetmemiştir. Benim A.P. ile mücadelem bu tarihten itibaren başlıyor. A.P. halkın gayreti ile alın teriyle yapılan İmam Hatip okullarına kadro vermemiş, verdiklerini de oy düşüncesiyle, def'ibelâ kabilinden vermiştir. Okullarda din derslerini talebe ve velisinin ihtiyarına bırakmış, ders saatlerini kasten çocukların ders dinleyemeyeceği saatlere atmıştır. Diyanet İşleri kadrosunda vazife gören, idealist, gayretli din adamlarımızı oradan oraya sürmüş, hepsinin defterini dürmüştür. Müslüman Türk Milleti, A.P.li kardeşlerim: Bu ahval ve şerait içinde seni, ben, ürkek, korkak partiden, erkek partiye davet ediyorum. Manevi sahada milleti böyle yaya bırakan kıratlılar, maddî alanda da halkı yüzüstü bırakmışlardır. Personel kanununu, iktidarlarının ilk senesinde tatbik edeceğini söyleyen Demirel, ayda 12 bin, 15 bin, 20 bin maaş alan, ek görevli, pek görevli, denk görevli, hemen hepsi de mason olan kodaman yüksek memurların baskısı altında kalarak, bu kanunu tatbik etmemiştir. Böylece emekliler, küçük memurlar perişan olmuştur. Pahalılık kıratın da taşıyamayacağı kadar ağırlaşmış, halkın bu feryadı karşısında Süleyman Demirel'in kulakları bir evvelki gibi sağırlaşmıştır. İşçiler hakkındaki kanunu da hâlâ çıkarmamışlardır. Kardeşlerim Bugün onbinlerce işçimiz yad ellerdedir. Dün Fatih olarak, efendi olarak gittiğimiz memleketlere, bugün işçi, uşak olarak gidiyoruz. Hele kadın işçilerimiz... Başıboş sahipsiz giden bu kızlar, kadınlar orada çabukça yoldan çıkıyorlar. Biz, yirminci asır Türkleri ne bedbaht insanlarmışız. Bir gün olup, karılarımızı, kızlarımızı yabancıların kucaklarında mı görecektik? Ne hacalet, bu ne rezalet... Milliyetçi Hareket bir ahlâk, bir fazilet partisi olduğu için adına ve davasına sadık kalarak, bütün bu rezaletlere, kepazeliklere bir son verecek ve büyük Türk milleti inşallah bu mes'ut günleri görecektir. Adalet Partisi ekim ve geçim sahaları dar, bölge halkını da ihmal etmiştir. Karadeniz Bölgesi bunlardan biridir. Günlerdir Karadeniz havalisini, Ordu ilini dolaşıyorum. Bu halkın tek geçim vasıtası fındık mahsulüdür. Nüfus kalabalıktır. Bu kadar nüfusu, bu fındık dalları taşıyamaz. Eğer bu bölgeye fabrikalar yapılmazsa, iş sahaları açılmazsa bu halk yalnız fındıkla yaşayamaz. A.P. 1965 seçimlerinde millete vadettiği T.R.T. Kanununu 4 yıl içinde çıkarmadı. Radyo'yu hizaya getiremedi. A.P.liler kendi beceriksizliklerini hep anayasaya yüklerler, her yerde anayasaya ana avrat söverler; sonra da aynı anayasayı korumak için kanun getirirler. (Münafıklık alâmeti) "Temellileri temelinden söküp atacağız" derler, sonra da Milliyetçi Hareket Partisi'nin bu hususta hazırladığı kanun teklifine imza atmaktan çekinirler. Aziz kardeşlerim: Onlar ne anayasayı değiştirebilirler ne temellileri söküp atabilirler. Onlar ancak temel atma merasimi yaparlar. İşte huzurunuzda söz veriyorum: Onlar anayasayı değiştirebilirlerse ben de anamı değiştireceğim! * A.P.liler öteden beri "Biz Demokrat Parti'nin devamıyız" derler; Menderes için sahte gözyaşları dökerler, sonra da Menderes ve arkadaşlarına bir avuç toprağı çok görürler, (Münafıklık alâmeti) Onları mezarsız bırakırlar. Eski demokratların affını "Ordu bu affa karşıdır" diyerek Meclis'ten çıkan bu kanunu, Senato'da el birliği ile rafa koyarlar. Her gün millî iradenin temsilcisi olduğunu, sandıktan çıktığını söyleyen Demirel, bu hareketi ile hem Meclis'in haysiyet ve şerefiyle oynamış, hem de Ordu'yu siyasete karıştırmıştır. * Geçen ramazanların birinde, güpegündüz "ille de domuz sucuğu yiyeceğim" diyen A.P.nin Genel Başkan Vekili Talât Asal, küçük partiler için "Vitrin partileri" demişti. Vitrin partileri ha... Şimdi size bir vitrin göstereceğiz. Bu vitrin A.P. vitrinidir... Vitrinin bir tarafında Süleyman Demirel, Müslümanlarla birlikte Hacıbayram'da namaz kılmakta... Bir tarafta ramazanda Kosigin'le kadeh tokuşturmakta... Rus Başvekilinin hanımı olmadığı hâlde, bizimkinin var. Berberi Nuh da ya nında... Nuh Tufanı kopsa, o, oradan ayrılmaz!... Sayın Nazmiye Hanım da Kosigin'le kadeh kaldırıyor. Resmini gördük... Rus geliyor aşka... Rus'un aşkı başka... Balık baştan kokar amma bu balık başka... Bizim Süleyman Beyin Müslümanlığı da başka. Vatandaş!... A.P. vitrinini gör. Oyunu ona göre ver! Kardeşlerim Adalet Partisinin boş bıraktığı, boş verdiği meselelerden biri de gençlik, üniversiteler ve asayiş meselesidir. İlim, irfan, ahlâk yuvası olması icap eden üniversiteler, bugün bir şekavet yuvası, cephane deposu hâline gelmiş, getirilmiştir. Üniversitelerde bugün ilim yapılmıyor, bomba yapılıyor! Kitap okunmuyor, meydan okunuyor! Devlete, rejime, hükümete meydan okuyorlar... Kanun, nizam, devletin haysiyet ve şerefi ayaklar altında çiğneniyor. Bu azmış, azdırılmış şerirlerin karşısında emniyet kuvvetleri, toplum polisi firar hâlindedir. Bu şerirler, Milliyetçi Hareket'in imanlı gençlerinden başka kimseden korkmuyorlar. Memleket bir uçtan bir uca mayın tarlasına dönmüştür. Üniversitelerde başlayan patlamalar mabetlere kadar uzanmaktadır. Adalet Partisi iktidarı korkak, ürkek, sarsak, gevşek bir iktidardır. Daha doğrusu Adalet Partisi bir iktidar değil, bir çoğunluk partisidir. Millet tuttuğunu koparan, her yerde herkese sözünü geçiren, kuvvetli, kudretli, disiplinli bir iktidar arıyor. Askeri kışlasına, talebeyi mektebine, namussuzları hapishaneye sokacak bir iktidarın hasreti içindedir. Bu iktidar Milliyetçi Hareket'in iktidarı olacaktır. Arkadaşlar: Milliyetçi Hareket Partisi, rakı masalarında, para kasalarında kurulmuş bir parti değildir. Milliyetçi Hareket Partisi, zindanlarda, tabutluklarda, sehpa gölgelerinde kurulmuş bir partidir. Milliyetçi Hareket Partisi'ni kuranlar, Allah yolunda, millet yolunda, vatan yolunda anadan, babadan, yârdan hatta serden geçen insanlardır. Harama uzanmamış eller, temiz alınlar, eğilmez başlar, bükülmez bilekler, en ulvi dilekler, komünizmi ezecek güçler, imanlı gençler... Hepsi bu partidedir. Bu parti senin partindir. Oyunu üç kâğıtçılara verme... Üç Hilal'cilere ver... Damgayı Mübarek Üç Ayların altına bas. Sizi ürkek partiden erkek partiye davet ediyorum.. Allah yardımcımız olsun!. Ekim 1969
Sayfa 75
·
226 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.