Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

104 syf.
10/10 puan verdi
En sevdiğiniz çingene kim? Benimki ben.
Zengin, asilzade, eğitimli bir konak beyefendisi olan 25 yaşındaki Şems Hikmet, 17 yaşında çok güzel ve akıllı bir çingene kızı olan Ziba'dan etkilenir fakat bu ilişkinin toplum tarafından kabul görmeyeceğinin farkındadır. Şems Hikmet Bey, Ziba'yı ailesinin yanından alıp yalıya, bir tanıdığının himayesine verir ve ailesiyle konuşmasını yasaklar. Ziba 1 yıl boyunca hem müzik hem de eğitim ve terbiye dersleri alır. 1 yılın sonunda çingeneliğinden eser kalmaz. Fakat gelin görün ki, Şems Hikmet Bey, tüm çabalarına rağmen ailesinin ve yakın çevresinin Ziba hakkındaki fikirlerini değiştirmeye muvaffak olamaz. Onlara göre bir çingene, ne kadar eğitim alırsa alsın özünde hala çingenedir. İşte bu noktada kitapta, statülerdeki zıtlıkların medenileşme ile aşılıp aşılamayacağı tartışması yapılarak okuyucu sorgulamaya itiliyor. Ve hatta yazar şöyle diyerek tartışmaya dahil ediyor: "Kayınbiraderle enişte arasında cereyan eden şu konuşmada kimi haklı buldunuz? Âşık mizaçlıysanız elbette Şems Hikmet'i haklı bulmuşsunuzdur. Etraflıca ve iyi düşünen biriyseniz hakkı Rakım Efendi'ye vermişsinizdir." s.85 Bilmem siz kitabı okuyunca kime hak vereceksiniz. Ve medenileşmeyle ilgili de şöyle der yazar: "Eski zamanların Odysseia, İlyada romanları gibi bizim bu romanımız da birkaç bin sene sonra okunsa hiç şüphesiz o zamanın erkek ve kadın okurları genellikle Şems Hikmet'i takdir ve tasvip ederek Rakım Efendi'yi fikir darlığıyla, yanlış düşünmekle ve mutaassıplıkla suçlarlar. Çünkü o zamanlar insanoğlu tümüyle yeknesak bir medeniyete tabi olacak ve insanlar arasında ne kavmiyetçe, ne medeniyetçe hiçbir fark kalmayacak kadar medeniyet yaygınlaşacaktır. Dünya bir insan memleketi ve insan da medeni bir aileden ibaret sayılacaktır! İşte Şems Hikmet bir Çingene kızını terbiye ederek hanım yapmayı kafasına koyduğu zaman kendisini böyle birkaç bin sene sonra gelmiş bir adam gibi görerek bu niyete düşmüştür. Lakin bundan önce de kendi asırlarının kabiliyeti üstündeki teşebbüslerinin kötü sonuçlarına katlanan zamansız gelmiş birçok insan görmez miyiz? Bunlardan birisi de Sokrat'tır; bulunduğu asrın idama layık gördüğü bu adamı bugün biz filozofların hocası ve dünyada benzeri olmayan bir zat olarak kabul ediyoruz. Sokrat bugün gelse idama layık görülmeyeceği gibi bütün insanların saygısına mazhar olurdu." s.85 Bugün ben bu kitabı okuduğumda yazarın bahsetmiş olduğu yeknesak medeniyete ulaşmış olmadığımızı gördüm. Bilmem benden kaç yıl sonra bu kitabı okuyan okuyucu yazarı haklı çıkaracaktır... Bugünkü asıl konumuz ÇİNGENELER; • Çingeneler, aslen Kuzey Hindistan kökenli olup günümüzde ağırlıklı olarak Avrupa'da yaşayan göçebe bir halktır. M.S. 420 civarında İran ve Anadolu üzerinden dünyaya yayılmış bir Hint-Avrupa halkıdır. • Türkçede Roman sözcüğü de sıklıkla Çingene anlamında kullanılır. Çingeneler, yaşadıkları yöreye bağlı olarak Çingen, Cingen, Cıngan, Çingan, Çingân, Cingan ve Cingane gibi isimlerle de anılırlar. Benim yaşadığım yer olan Sivas'ta Cingan kelimesi tercih edilir. • Günümüzde Çingeneler dünyanın dört bir yanına dağılmış olarak yaşarlar. Büyük bölümü Avrupa'nın güney kesiminde toplanmıştır. 19. yüzyılın sonlarına doğru Kuzey Amerika'ya da göç etmişlerdir. Türkiye'de ise ilk kez 1051'de İstanbul'da, 1068'de de Edirne'de nüfus kayıtlarına geçirilmişlerdir. Aynı tarihlerde, Avrupa'nın birçok ülkesinde gezgin çalgıcı ve falcılardan oluşan bazı göçebe toplulukların kayıtlarına rastlanır. • Çingeneler yarı göçebe, yarı yerleşik bir topluluktur. Genelde; kadınları falcılık yapar, bohçacılık yapar, dilenir ya da dans ederdi, erkekler ise çalgı çalar, kap kacak lehimciliği, kalaycılık, hayvan ticareti, hayvan eğiticiliği gibi işlerle uğraşırlardı. • Çingeneler tarihte hiçbir zaman savaşa girmemiş ya da hiçbir toplumu asimile etmeye çalışmamışlardır. Kendi içlerinde ne kadar kavga etseler de sadece bir aradayken huzur bulabildikleri için birbirlerinden kopamamışlardır. • Üniversite mezunu bir çingene görmek çok zordur. Bunun sebebi çingenelerin sistematik eğitime değer vermemeleri olabilir. (Ya da okuldan mezun olup iş bulmak, istedikleri bir şey olmayabilir. Bir çingenenin Anadolunun bir köşesine memur olarak atandığını düşünün. Orada barınabilmek için özünü değiştirmesi ve bir çingene gibi davranmaması gerekir. Özellikle de çingenelere dair ön yargıları düşünürsek... Bu tür bir yaşam bir çingeneyi mutsuz etmekten başka bir işe yaramayacağı için okulun vereceği bir kağıt parçasını, diplomayı anlamsız buluyor olabilirler.) •Müziğe ve dansa çok düşkündürler, renkli giyinirler, makyajları abartılı düğünleri gösterişlidir ve genelde erken yaşta evlenirler. İzlemek isteyenler için ayrıca şu videoyu bırakıyorum: youtu.be/wsts8KPviP4?si=... Başka bir Ahmet Mithat Efendi kitabında buluşmak üzere, keyifli okumalar herkese :)
Çingene
ÇingeneAhmet Mithat Efendi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,578 okunma
·
518 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.