Dünya edebiyatı okurken araya Türk edebiyatından bir eser sıkıştırmak tatlı bir mola oluyor benim için. Çünkü çeviri olmadığından kelimelerin beni beslemesi daha kolay oluyor ve ruhuma daha kolay tesir ediyor.
Kitapta herkes tarafından sevilen ve taktir edilen Zehra Öğretmen'e bir gün babasının çok hastalandığı ve onu görmek istediği haberi gelir. Lakin o babasına karşı büyük bir nefret duymaktadır. Sonunda gitmeye karar verir. Babasının arkasında bıraktığı hatıra defterini okumaya başlaması ile her şey gün yüzüne çıkar. Biz de o dönemlerin iş ve sosyal yaşamı hakkında bilgi edinip karakterlerin ruhsal değişimini görmüş oluyoruz.
Hayatta hiçbir şey için ön yargılı olmayıp sorgulayarak gerçekleri kendimiz keşfetmeliyiz ve "acımak" keşke herkesin hamurunda bulunsa...