Gönderi

"Hatırlıyor musun," dedi. "Yıldızları?" İlk başta sahildeki geceyi kastettiğini sandım. Ya da hiçbir şey ifade etmediğini. Benim artık göremediğim bir şey gördüğünü. "Yıldızlar mı?" "Odan," dedi. "Yapışkanlılar," dedim. "Tavanım." "Onları nasıl saydığımızı hatırlıyor musun?" "Hiç bitirememiştik," dedim. "Onları ayıramıyorduk." "Bunu özledim." Şimdi bütün elini elimin arasına aldım. Tüm vücudunu almak istiyordum. Ona sarılmak. Onu kendime yapıştırmak istiyordum ki bir yere gidemesin. "Dannie," dedi. "Bu konuyu konuşmamız lazım." Hiçbir şey demedim. Yanaklarımdan yaşlar süzüldüğünü hissedebiliyordum. Her şey ıslak geliyordu. Islak ve soğuk -nemli- asla kuruyamayacaktık. "Neyi?" dedim aptala yatarak. Umutsuzca. "Ölüyor olduğumu." Ona döndüm çünkü artık zar zor hareket edebiliyordu. Gözleri benimkilere dikildi. Aynı gözler. Çok uzun zamandır sevdiğim gözler. Hâlâ oradaydılar. O hâlâ oradaydı. Olmayacağını düşünmek imkânsızdı. Ama olmayacaktı. Yakında olmayacaktı. Ölüyordu. Ve bunu inkâr edemezdim, bu dürüstlüğü. "Hiç hoşlanmıyorum," dedim. "Kötü bir politika." Güldü ve sonra öksürmeye başladı. Ciğerleri dolmuştu. "Özür dilerim," dedim. Ağrı kesici pompasını kontrol ettim. Ona bir dakika verdim. "Üzgünüm," dedi. "Hayır, Bella, lütfen." "Hayır," dedi. "Üzgünüm. Senin için hep burada olmak istemiştim." "Ama oldun," dedim. "Her şey için hep buradaydın." "Her şey için değil," diye fısıldadı. Çarşafların altında elimi aradığını hissedebiliyordum. Ben de uzattım. "Aşk," dedi. Eski ortak dairemizdeki David'i ve Bella'nın sözlerini düşündüm: Çünkü beni öyle seviyorsun. "Hiç âşık olmadın," dedi. "Senin için gerçek olanı istiyorum." "Yanılıyorsun," dedim. "Yanılmıyorum," dedi. "Asla gerçekten sevmedin. Kalbin hiç gerçekten kırılmadı." Parktaki Bella'yı, okuldaki Bella'yı, sahildeki Bella'yı düşündüm. İlk New York dairemin zeminine uzanan Bella. Elinde bir şişe şarapla yağmur altında Bella. Sabaha karşı üçte yangın çıkışında Bella. Yılbaşı gecesi Paris telefonunda sesi çatlayan Bella. Bella. Daima. "Evet," diye fısıldadım. "Sevdim." Nefesi kesildi ve bana baktı. Hepsini gördüm. Arkadaşlığımızın şelalesi. Onlarca yıl. Ve önümde onsuz geçecek onlarcası daha. "Bu adil değil," dedi. "Hayır," dedim. "Değil." Tükenmişliğin bir dalga gibi ikimizi de sardığını hissettim. Bizi aşağı çekti. Eli, elimin arasında yumuşadı.
Sayfa 226 - Yabancı YayınlarıKitabı okudu
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.