Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

464 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
29 günde okudu
1789 Fransız ihtilali... Bir devrin kapanıp yeni bir devrin açıldığı, dünya düzeninin değiştiği o yıkıcı devrimin ayak sesleri... Devrimin yakıp yıktığı yok ettiği hayatlar... Fransız İhtilali'ne zemin hazırlayan, halkın aşağılandığı ve insan onurunu zedeleyen muameleler gördüğü bu dönem tarihi gerçeklikler de kullanılarak muhteşem aktarılmış. Kitabın yarısına geldiğim halde kitabın övülme sebebini anlayamamıştım ama ısrarla okumaya devam ettim ve bitirdiğimde iyi ki tamamladım dediğim kitaplar arasına girdi. Paris ve Londra şehrinde yaşanan olaylar, bir aşk hikayesinin merkezinde kurgulanmış. Aristokratlar ve burjuvaların halka yaşattığı baskı ve şiddetin sonucunda her gün aşağılanan halk bir gün Bastil Hapishanesini ele geçirir. Yönetimi ele alan öfkeli halk, aristokrat aileleri ve onların soyundan gelen herkesi savunma yapma hakkı bile tanımadan anlık kararlarla giyotine gönderir. Günlük giyotine kurban edilecek kelle sayılarının hesaplandığı vahşet, halkın daha öfkelenmesine ve canileşmesine sebep olur. Kana susamış halk bir gün o nefretin ve zalimliğin kendisi için kullanılacağını düşünmez. Giyotine kurban edilen kelleleri alkışlayanlar, yönetimi eline alan başka güçler geldiğinde o giyotine kurban olacaklardır. Adaletin olmadığı yerde gücü elinde tutan her kim olursa olsun zalimlikte sınır tanımaz. Kitapta en beğendiğim yerlerden biri de halkın 5 dakika önce alkışladığı insanı 5 dakika sonra ölüme gönderilmesi için alkışlaması oldu. Kitlesel halk hareketlerinin psikolojik altyapısını çok güzel anlatmış. Bu galiba her toplum için geçerli içgüdüsel hareket olsa gerek. İşte bu nedenle Adalet Adalet Adalet... Hukukun olmadığı yerde gücü elinde tutan her kim olursa olsun kendinde zulmetme hakkını görür ve insanın yapabileceklerindeki sınırsız olan o zalimce duygunun önüne kimse geçemez. Okuyacak olanlara gözü kapalı tavsiye ederim. Sonuna kalbimi bıraktığım o güzel yürekli insana O muhteşem giriş cümlesi ile bitiriyorum "Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana - sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece 'daha' sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi."
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin Hikâyesi
Charles Dickens
Charles Dickens
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202359bin okunma
·
64 görüntüleme
Emre Gündaş okurunun profil resmi
Kaleminize zihninize sağlık Züleyha hanım 🤲🏻🌟
Züleyha Özgenç okurunun profil resmi
Teşekkür ederim
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.