Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Faysal'a karşı Şalan. (Şerifler ve Bedeviler)
Öyle anlaşılıyordu ki benimle konuşacağı hususlardan Bağdatlı kâtibin haberinin olmasını istemiyordu. Derhal kalktım, dışarı çıkıp yürümeye başladık. Hararetli hararetli anlatmaya başladı. “Şerif Faysal ve Abdullah, Arabiye kurmak ve bütün Arabistan’a hâkim olmak istiyorlar. Şüphesiz bunları bizden daha iyi bilirsiniz. Şöyle bir düşünelim. Bunlar Peygamber sülalesinden olduklarını iddia ediyorlar. Acaba sülale-i Tahire'den (Peygamber sülalesinden) midirler? Hayır hayır, vaktiyle filhakika şürefadan (şerifler) olan zatlar aranmış. Mekke’deki reisler de, ‘Şayet sülale-i tahireden olan zatları gönderirsek hükümet, bir daha iddia olmasın diye bunları yok eder. Biz kendi elimizle bu zatları nasıl teslim ederiz? Buna imkân yok’ demişler.” “Kimsesiz bir fakirin iki çocuğunu şürefa bunlardır diye göndermişler. Beklenenin aksine hükümet bunlara hiç zararda bulunmamış. Bilakis hükümet merkezinde alıkoymuş. Okutmuş, adam yetiştirmiş, sonra da bunlara yüksek maaş vermiş ve birtakım büyük haklar tanımış. Bu vaziyet üzerine filhakika gönderenler pişman olmuşlar ama doğruyu söylemeye korkmuşlar. İşte şimdiki şeriflerin aslı böyledir. Hakiki şeriflerle bir alakaları yoktur. Biz naklen böyle biliriz. Siz söyleyiniz, böyle aslı nesli belli olmayan kimselere benim gibi bir adam acaba tâbi, yani merbut (bağımlı) olabilir mi, buna imkân görüyor musunuz? Söyle Selahattin, Allah aşkına söyle!” diye hiddetli bir tavırla göğsüne parmaklarının ucuyla kısa ve sert darbeler vurarak karşılık bekliyordu. “Buna imkân mı vardır, ya Nuri?” dedim, “Bir sultan-ı berr, velev ki (tut ki) şürefadan da olsa, sizi hâkimiyeti altına alabilir mi? Asla, asla!” dedim. Ne yalan söyleyeyim dahasına dilim varmadı. O da anlayarak beni zorlamadı. “Yalnız, bilirim, siz beni çok yakından tanırsınız. Bununla beraber, belki durum böyledir diye yanlış bir mülahazada bulunmayınız, diye size tekrarlatmış oldum. Şimdi bugünkü teşkilatımın sebebini yakından anladınız değil mi?” dedi. “Şüphesiz anlamış olmakla beraber, daha yakından takviye etmiş oldunuz” dedim misafir çadırına dönüşümüzde....
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.