Canavar, «monstre» kelimesinin anlamını bilmediğiniz için işte böyle boş bir yere telâş ediyorsunuz. Canavar diye ku runtuların ve hayallerin gerçeğe üstün geldiği zamanlarda her zaman işitilmedik tuhaflıklar, hikâyeler dinlemeğe istekli olan ahaliyi eğlendirmek ve daha doğrusu bir isteğe hizmet ettirmek için eski zaman ozanlarının hayallerinde doğmuş olan birta kım acayip biçimli, aslında olmayan hayvanlara denir. Fen dilinde ise canavar diye doğduğu zaman yapılarında ve organla rında bir eksik ya da fazla görülen insan veya hayvanlara denir. Bazı hayvanlar analarından başsız, tek gözlü veya iki vü cut birbirine yapışmış ve daha başka biçimde tabiatın genel yaratışa özgü olan yasalarından tamamıyle ya da bir parça bozulmuş oldukları halde doğarlar. Yaşadığımız yüzyılın başları na kadar bu bozulmaya bir tabiat harikası gözüyle bakılmışsa da sonraları Fransa’da Geoffroy Saint - Hilaire, Sersi Breşe, Al manya’da Mikel Tiedmann gibi fen ötoritelerinin bu konu üze rinde yaptıkları incelemeler sonunda bu bozulmanın da birta kım tabiat yasalarına uyduğu anlaşılmıştır. Fizyolojinin böy le bozuk, değişik organlı doğan hayvanları inceleyen bölümü ne «Teratologi» denilir ki, bu yukarıda adlarını saymış olduğumuz saygı değer kişiler tarafından kurulmuştur.