Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Sen kimsin Kâmil Efendi?' dedi boğuk bir sesle ve öksürdü. Pek dinleyen yoktu. "Ya ben kimim esnaf başkanı? Sen daha var olmadan vardım ben, ben doğmadan vardım ben anlıyor musun? Ben Tuğrul Tuzcuoğluyum, sen kimsin Kâmil Efendi? Beş yüz lira ya da birkaç katısın sen. Ben tarihim Kâmil Efendi. Sen Alpaslan olabildin mi? Ben Tuğrul oldum. Hem de doğar doğmaz. Yirmi yedi yıl önce doğduğum zaman zeytinlikler vardı, bağlar, bahçeler, tarlalar vardı benimle birlikte, uçsuz bucaksız topraklar vardı Tuğrul'un yanı sıra. Asalet diye bir şey varsa toprak asaletidir anlıyor musun esnaf başkanı ve bu asaletle başa çıkılamaz. Ve sofra asaleti vardır, yemek yemeği bilmek vardır, çatal kaşık tutmayı bilmek değil. Sonra okumak vardır ve sonra bir şey yoktur. Sen kalabalıklaştın esnaf başkanı ve bu nedenle benim karşımda oynamaya cüret ettin, benimle konuşmaya cesaret ettin, oysa ben babam olduğum zamanlarda tek başıma konuşurdum, işte gene öyleyim, sen diye bir şey yok ki, seni görmüyorum dernek başkanı, sadece ayağıma takılıyorsun, babam ölmeden taş olmaya bile cesaret edemezdin, ayağımın altındaki toprak olmak bile haddin değildi. Ben mebus oğluyum ulan, ben seninle oynar mıyım?"
Sayfa 152 - Tahta AtKitabı okudu
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.