Önemli bi kargo beklediğimi ve bu yüzden mesaiye geç kalacağımı kısa bir sms ile müdüre iletmiştim. Kargo şirketi çalışanlarından önce gittiğim iş yerinin önünde beklerken, haftanın ilk gününde devlet dairesine gelecek müfettiş yüzünden taktığım kravatın yamukluğu, arabanın dikiz aynasından göründüğü kadar eylülün son günleri olmasına rağmen şehri hâlâ ısıtan güneş kadar canımı sıkıyordu. Bütün kravatlarla aramda ciddi bi mesafe vardı, hiçbiri gömleğin iki yakasının tam ortasında simetrik bir şekilde durmamıştı. Kitabı alıp şehrin eski sokakları arasından geçerken çalan şarkının sesini biraz daha yükseltmiştim. Joe Cocker ile aynı anda “unchain my heart” diye bağırmıştık bile