Kitap mahvetti beni. Yazarı tebrik ediyorum, umarım başı göğe ermiştir...
Bu da zor bir kitaptı, ama okuması değil hazmetmesi. Kitapta bir aşk anlatılıyor ama nasıl bir aşk? Normalde aşk hikayeleri okuduğumuzda aşığı ve maşuğu sevecen buluruz, empati kurarız hatta kavuşsunlar diye göz yaşı dökeriz. Ama bu kitaptaki aşıklara, en azından kadına, öyle yapmayacaksınız. Ne diyordu üstad Erich Fromm (mealen):
Başkasına olan sevgisi tüm insanları (ve mahlukatı mıydı?) sevmesine sebep olmayan kişi hakikatte sevmiyordur. Çünkü hakiki sevgi bir kişiyle kayıtlı kalmaz. O sadece kendi egosunu genişletip ego çemberinin içine sevdiği kişiyi de alıyordur, o kadar. Bundan dolayı Turgut'tan başka kimseyi sevmiyorum, Turgut'tan başka kimse umurumda değil deyip duruyor. Ama Turgut haklı. Babanın seni Turgut'la değil, o da bir başkasına aşık olan kocanla evlendirmesinde (gerçi o zaman Turgut ortada yok ama olsun). Neden peki? Babanın ticari ve sosyal bağları güçlensin diye. Yatacak yerin olmasın inşallah (Türk filmlerine kendini kaptırma huyu vardır bizde)!! Kızına, damadına, kızının sevgilisine ve iki tane masum cocuğa kıydın... Ah o masum çocuklar... Anne baba ilgisi ve sevgisi için çırpınan kanatsız kuşlar, melekler.
Sonra bir de evladım diye kıvranan ve ayda bir de olsa uzaktan görmek için çırpınan bir anne yüreği.
Kitap kitaptaki ailedeki üç kadının ağzıyla anlatılmış. Sonunda babanın ağzından duymak da isterdim olayları ama kısa bir mektup dışında ona pek söz hakkı ve pay vermemiş yazar. Olsun, yeterince mahvolduk zaten, o da eksik kalsın. Ama kitap eksik değil. Anne baba travmanız varsa okumayın veya psikolog eşliğinde okuyun, yani hafife almayın. Çok beğendim. 144 sayfalık bir kitap devirmez beni sanıyordum. Yanılmışım.
Kitapla kalın...