Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Elbette yazarın, önce yazar, edebiyatçının önce edebiyatçı olması için sanatının bütün ustalıklarını bilmesi gerek. Bu da lâf mı! Söz konusu olan, gerçek sanatçının, gerçek edebiyatçının görevi. Akbal'ınki, Türkiye'mizde yıllardır sürüp giden bir yutturmaca tekerlemesidir. Toplumun sorunlarına arka çıkan sanatçının karşısına hep bu yutturmacayla çıkmışlardır. Başta Nazım olmak üzere Dinamo'ların, A. Kadir'lerin, Enver Gökçe'lerin, Ahmet Arif'lerin, Hasan Hüseyin'lerin kötülenmeleri, hep bu tekerlemelerle, yutturmacalarla yürürlükte kalmıştır. Sanatının bütün ustalıklarını hem de kendilerine özgü biçimlerle veren bu usta sanatçıları, halkının, memleketinin sorunlarını benimsedikleri için yerden yere vurmaya, ya da unutturup geçiştirmeye çalışmışlardır. Fırsat düştükçe de hâlâ bu iş için görevli eleştirmeler ellerinden geleni yapmaktadırlar. Bu görevlerini yalnız Türkiye'de değil konuk olarak gittikleri dış ülkelerde de sürdürmüşler. Başarmışlardır da. Bugün hâlâ dışarlarda hemen Nazım'dan sonra, hatta ondan da önce Orhan Veli, peşinden de benzerleri geliyorsa, başarıları belgelenmiş demektir.
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.