Marx, bir iyimserdi ve belki de (Spencer gibi) tarihselci bir ahlak teorisinin taraftarıydı. Bundan dolayı da onun ütopyacı projesi, durdurulmuş bir toplumun değil, gelişen yahut "dinamik" bir toplumun projesiydi. O hiçbir siyasi veya iktisadi zorlama tanımayan bir ideal ütopyada devletin ortadan kalktığı, herkesin kabiliyetlerine göre serbestçe İşbirliği yaptığı ve bütün ihtiyaçlarının karşılandığı bir ideal durumda doruklaşacak bir gelişmeyi haber vermiş ve aktif bir biçimde onu kolaylaştırmaya çalışmıştı.