Biz de, bulduğumuz kemiklerin üstüne ruh döktükçe “oluşuruz”. Özlemlerimizi ve hayal kırıklıklarımızı gençken olmaya alıştığımız şeylerin, geçmiş yüzyıllarda bilmeye alıştığımız şeyletin kemikleri üstüne ve gelecekte hissettiğimiz diriliş üstüne döktükçe, dört ayak üstünde sağlamca dururuz.