Marksist kuram, altyapının değişmesiyle birlikte, bir üstyapı kurumu olan siyasal rejimin de ona bağlı olarak değişeceğini öngörüyordu. 1917'den sonra, Sovyetler Birliği'nde üretim araçları üzerindeki özel mülkiyet sisteminin kalkması, üretim ilişkilerinin değişmesi, yani altyapının değişmesi anlamına gelmekteydi. Ama bu değişme, üstyapıda beklenen değişmeleri peşinden sürüklemedi. Tersine, geçici olması gereken proletarya diktatörlüğü, bir üstyapı kurumu olduğu halde, kalkmamakta direndi ve altyapıdaki bazı değişmeleri de etkiledi. Böylece, altyapıdaki dönüşümlerin üstyapıya yansımasının kendiliğinden olamayacağı düşüncesi yaygınlaşmaya başladı. Demokratik, özgürlükçü bir siyasal kültür birikiminin bulun mayışının önemi de ortaya çıktı.