Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

mondros sonrası istanbul ve istanbulda yaşayanların durumu hakkındadır.
Eylemsizliğin yarattığı umutsuzluk, elimizde olanak yok, bir şey yapamayız duygusunun yayılmasına neden oluyordu. Koşullar, bu duygunun yayılmasına hak verdirecek kadar kötüydü. 1918'in soğuk kışı, İstanbul'un sokaklarına, gönüllerdeki karabasanla birlikte çökmüştü. Yakacak yoktu. Tramvaylar işlemiyordu. Boğaz vapurları az, seferleri çok seyrekti. Halkta olmayan para değerini yitirmiş, güçlükle bulunabilen yiyeceklerin fiyatı aşırı yükselmişti. Sokakta onur kırıcı davranışlarla karşılaşmak istemeyen Türkler, "evlerine kapanmış", yalnızca "ekmek almak için, sokağa çıkıyor", dışarda karşılaşan dostlar, "ne olur ne olmaz diye, birbirlerine selam vermiyordu" "Caka satarak sokaklarda dolaşan" Rumlar, "Karşılaştıkları Türkleri itip kakarak duvar diplerine sürükleyip, onları mavi beyaz Yunanistan bayrağını selamlamaya zorluyor", yapmayanları dövüyorlardı. Bu duruma düşüp, "aşağılanmak istemeyen Türkler" sessiz ve çekingen, arka sokakları kullanıyorlardı. Genç kızlar ve kadınlar, yanlarında erkek de olsa dışarı çıkamaz olmuştu. Subaylar, "dışarda üniformalarıyla dolaşmamaya" özen gösteriyordu.
·
273 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.