Görüldüğü gibi ikincil
niteliklere ilişkin duyumlar, yani renk, ses, koku, tat duyumları nesnel
karşılıkları olmayan öznel duyumlardır. Atomların şekil ve büyüklük-
leri gibi niteliklerine gelince, onların nesnel olarak var olmalarına kar-
şılık, duyumlar tarafından algılanamadıklarını da biliyoruz. Çünkü
atomlar, görme duyusuyla algılanamayacak kadar küçüktürler. O hal-
de Demokritos'un bilgi kuramı açısından, kesinlikle duyumcu olmadı-
ğını söylemek zorundayız.
Ancak bu onun duyu verilerini veya algıları bir kenara iterek,
gerçeğe tümüyle akılsal, tümüyle spekülatif bir yöntemle yaklaşmak
gerektiğini savunan bir insan olduğu anlamına gelmemektedir. De-
mokritos, duyumların genel olarak aldatıcı olduklarını bilmekle birlik-
te, onların doğru yorumlandıkları takdirde bize doğruyu verecek gü-
venilir bilgi kaynakları oldukları görüşündedir. Duyuların aldatıcılığı-
nı öne sürerek, onları küçümsemek isteyen akla karşı şu sözleri söyle-
yen, daha doğrusu duyulara kendilerini savunmak üzere onları söyle-
ten yine Demokritos'tur: "Zavallı akıl, beni çürütmek için dayandığın
kanıtları yine benden alıyorsun" (B 125).