“Kayra kendi halinde, çok konuşan, çok düşünen, her ne kadar aykırı hareketleri olsa bile yurdum kızı olarak aile değerlerine ve ilkelerine bağlı olan, 3 çatlak arkadaşıyla bir evde yaşayan, henüz üniversiteli bir genç kızdır... İnandığı şeylerin arkasında durur, ona aşılanan değerlerden asla ödün vermez ve bilerek bir karıncayı dahi incitemez.
Onun tam zıttı olan Vural Namlı, nam-ı diğer Hayalet… İhraç edildiği mesleğini tekrar geri alabilmek için kuralları ve adaleti hiçe sayan vicdanını kaybetmiş, acımasız ama prensip sahibi duygusuz bir katildir!”
Öncelikle okuyacaklara şunu belirtmeliyim. Saklambaç serisini okumadan bu kitaba geçmeyin. Konunun başı orada başlıyor, burada devam ediyor. Rüya ve Şahin karakterinin hikayesini orada okuyoruz. Kitapta çifte çok fazla atıf olduğu için konuyu bilmeyen için kopuk görünebilir. Keşke seri ile bağlantılı olduğu belirtilseymiş. Genel kurgu güzeldi kaçtılar, kovalandılar, çatıştılar. Ama kimden kaçtılar, neden açığa alındı, kim yakalandı bunlar çok hava da kalmıştı.
Özcan karakterine gelirsek, Kayra ile ne yaşadılar. Tehdit konusu nasıl ortaya çıktı. Daha özel bir bölüm olarak anlatılmasını isterdim. Aslında önemli bir detaydı. Ama arada bir sahneye çıkıp tehdit edip gitti.
Hele Çınar o nasıl bir kızdı? Akıllara zarar gerçek hayatta böyle insanlar var ama tıp mesleği ile bu karakterin bağdaştırılmasını olmamış. Ki kitapta da “ben biraz geç anlıyorum” diye konuşuyor. Derece ile girilen bir bölüme nasıl girdin? Tıp mesleği soğuk kanlılık, çeviklik, hızlı düşünme ve karar alma gerektiren bir meslek, Çınar bu tanımlara hiç uymuyor.