Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

_Ateizm için şehit olalım. _İki yürek arasındaki en kısa yol kamıştır. _Bir kadının kalbine giden yol işkenceden geçer. Ondan daha kesinini bilmiyorum. _Hayat, orospu gibidir. Bu yüzden sadece zevk almaya bakın. _Doğa kanunları tek yasamızdır. Ona karşı gelmeyin. Geri kalan her şeyi ezin geçin. Hiçbir davranış doğayı gücendirmez. _Sefalete karşı duyulan her türlü merhamet, doğa kanununa karşı işlenmiş bir suçtur. Zayıflar yok olup gitmelidir. *_Günün birinde eserinizi yok edebilecek olan her şeyi sonsuza dek ortadan kaldırın. *_Başka hayal ürünleriyle mücadele etmek için yeniden oluşturulması gereken kimi hayal ürünleri vardır. *_Genel çıkar, özel çıkara baskındır. Canavarca adaletsiz görülebilecek şeyleri haklı çıkaran şey işte budur. *_Yahudilerin yasalarına hayran olan sizler, onları kendi yasalarına riayet ediyorlar diye neden öldürüyorsunuz? *_Ruhunu özgür bırak. Diğerlerinin düşüncelerini ciddiye alma. Enerjini yanlış yerlerde boşa harcama. Modası geçmiş adetlerden kurtul. Aklının büyüleyiciliğini kullan. *_Evren, gökyüzüne yıldızları koyduğu gibi yeryüzüne de büyük insanları getirmiştir; onlar hiç durmadan dünyaya ışıklarını yayarlar. *_Dünyanın neresinde olursa olsun namus ve geleneklere en çok bağlı gibi görünen yerler her zaman için en fazla zamparaların olduğu yerlerdir. *_Yazarlığı hayatını kazanmanın bir yolu olarak düşünmemelisin. Eğer düşünürsen, eserin sefaletinin kokusunu taşıyacaktır. Güçsüzlüğünle boyanacak ve açlığın kadar zayıf olacaktır. İlgilenebileceğin başka zanaatler var: Kundura yap, kitap değil. _Bu dünya için yaratılmış biri değilim ben. Yabanıl ve ürkeğim. Ruhuma ve kafa yapıma en uygun olan şey, münzevi bir hayat yaşamak. Bu dünyaya neden geldiğimi sorup durmuşumdur kendi kendime. _Kötülüğün, erdem karşısında kazandığı zaferlerden duyduğu şeytansı mutluluk, gerçekten çok garip, anlatılabilir gibi değil _Din adamı: Dürüst, anlayışlı, hoşgörülü, sabırlı, yardımsever, açıksözlü, bilgelik timsali, kibar ve faydalı niteliklere sahip, yoksulun destekçisi, zenginin dostu, biçarenin ve ezilenin tesellicisi ve bir insanı duyarlı kılan tüm erdemlere sahip kişi olmalıyken tam tersi özellikler görüyoruz. Yalancı, anlayışsız, dar kafalı, bilgisiz, hoşgörüsüz, vicdansız, dünya nimetlerine düşkün… _Belirsizliğe mantıkla bakarsan, her şeyi doğa açıklayacaktır zaten. _Bazı insan ruhlarının denize kıyısı var cidden. Onlarla konuşunca sanki, bacakları denize nazır uzatıp huzur buluyorsun. _İlkelerinizin, sizi sınırlarınızın ötesine geçmeniz için aklınızı çelmesine izin vermeyin. _Onun hatalarının kurbanı olmak istiyorum. _Dönemin Fransa’sının % 80’i köylülerden oluştuğu için ateizm gibi modern fikirlere çok uzaktılar. _Hayal gücünün hazları ne kadar da enfestir! Bu enfes anlarda bütün dünya bizimdir; hiçbir varlık bize direnemez, dünyayı yerle bir ederiz, yok ettiklerimizi ürettiğimiz yeni nesnelerle tekrar kurarız. Her suç aracı bizimdir, hepsini kullanırız, dehşeti yüze katlarız. _Diktatörlüklerde doğum oranlarının yükselmesi desteklenir çünkü tiranlar köleleri arttıkça zenginleşirler ama cumhuriyette nüfus artışı hata olarak görüldüğünden dengede tutulur çünkü kaliteli bireyler amaçlanır. _En büyük hazlar üstesinden gelinen tiksinçliklerden doğar. _Devlete zararlı olan, bireylerin fikirleri ve ahlaksızlığı değil, daha ziyade kamuya mal olmuş kişilerin davranışlarıdır. _İnsan soyunun tamamen ortadan kalkmasının peşisıra, gezegenlerin hareket etmeye devam ettikleri görülünce, her şeyin kendisi için yaratıldığına inanan insanın ahmakça kibri epey kafa karışıklığı yaratacaktır. _Acıdan daha güçlü bir duygu yoktur. Acısız seks, lezzetsiz bir yemek gibidir. Seks, acı ve hazzın mükemmel bir birlikteliği olmalıdır. Bu simetri olmazsa, seks zevkten alışkanlığa dönüşür. _Bu dünyada babana bile güvenmeyeceksin. Tanrınız oğlunu bile çarmıha gerdiyse; kim bilir bana neler yapar. _Yaşam için omurilik sıvısı neyse şehvet de diğer tutkular için odur; tümünü canlı tutar, tümüne kendisinde bulunan ihtiras, gaddarlık, tamahkarlık, intikam gücü verir. _Kötülük yoktur, güç vardır. Güç ve zenginlik hep kötülerin elindeyse iyiler de kötü olmaya özenmez mi? _Din, insan doğasını değiştiremez çünkü insanoğlu güce tapar ve dini de bu gücü elde etmek adına kullanır. _Ahlaksızlığı ve her türlü zalimliği ilke edinen ve bunlardan zevk alan yönetici kesim, bu erdemsizlikleri sayesinde hep iktidarda kalırlar ve erdemli insanlara zulmedip, entrikalarla halkı uyuturlar. Bu iktidar sahiplerinin en büyük silahı ise dindir. Tanrı ve din, onlar için sadece kendi yaptıklarını gizlemek için kullandıkları bir araçtır. _Hırsızlık erdemdir. Doğaya uyumdur. Çifçi patatesi fazla fiyattan, din adamı tanrısıyla kulun arasında para almaktan, politikacı yüksek vergilerden hırsızlık yapar. Roma’da, mısır’da ve birçok medeniyette hırsızlık çok şerefli bir uğraş olarak kabul edilir. _Hırsızlık, zenginliğin daha eşit dağılımını yaratan bir davranışı yanlış olarak değerlendirebilir miyiz? Hırsızlık ekonomik dengeyi destekler. Sadece fakir zenginden çalar, böylece ekonomik dengesizlik düzelir. _Bir adam sevdiğinde, sevgilisini kınayabileceği bir şey duyduğunda ya da gördüğünde, ne kulaklarına ne de gözlerine inanmalı, yalnızca yüreğinin sesini dinlemelidir. _Birinden yardım aldıktan sonra o kişinin varlığı sana zaman içinde ağır bir yük olmaya başlayacaktır; onun varlığından nefret edeceksin; onu görmek bile istemeyeceksin. _Hayatın akışıyla git. İyilik ve erdemle bir yere varamazsın. Hayat kötü. Zenginlik güç için kötü olacaksın. Acıma, vicdan olmayacak. Doğa kanunlarına karşı gelme. Tanrı, kötülere iyi davranıp, iyilere acı çektiriyor. Sen de kötü ol. _Ölüm, mutlu günler yaşayan talihli insanlar için korkulacak bir şeydir ama kanlı ayakları dikenler üzerinde dolaşan, göğsüne zehirli yılanlar bastıran, erkekleri iğrenmek için tanımış olan, gün ışığını yalnızca ondan nefret etmek için gören zavallı bir yaratık, acı talihsizliğin ailesini, servetini, dostlarını elinden aldığı biri, hayatta yalnızca içmek için gözyaşları, beslenmek için felaketlerle karşılaşan biri için ölüm bir kurtuluştur. _Basit olmak yerine adi olmak bence daha iyi. _Korku zevki azaltır, onu çoğaltacak olan tek şey gizemdir. _Kalp yanılır, zira o, zihnin yanlış algılarının dışavurumundan başka bir şey değildir; ben kalp nedir bilmem, bana göre o, zihnin zayıf tarafıdır. _Rüyalar, hak ettikleri gerçek yeri yeterince bulamamış örtülü dürtülerdir. _Günahkarlık, daima hazzın gerçek çekim alanıdır. _Farklılık ve çeşitlilik şehvetin en güçlü iki aracıdır. _Bu küçük çamur yığınının yüzeyine bir anlığına fırlatılmış sefil yaratıklar. Neyin iyi neyin kötü olduğunu ilan etmek size mi düştü? _Ahmakların batıl inançlarını reddeden mantıklı insan onların düşmanı haline gelir. Ahmakların suç olarak adlandırdığı şeylere gün boyunca yeterince bulaştıktan sonra yediğim yemek daima en lezzetlisi, uyuduğum uyku daima en huzurlusudur. Ahmakların insanilik dedikleri, egoizm ve korkudan doğan zayıflıktan başka bir şey değildir; sadece zayıf insanları köleleştiren bu asılsız erdem karakterleri metanet, cesaret ve felsefe ile yoğrulmuş kişilere yabancıdır. _İnsanın iki yerde doğası orta çıkar: Yatakta ve savaşta. _Tutkular, Doğa'nın biricik uzvuyken, ahlak ise aptallığın ve önyargının sesidir. _Nüfus, yaşam imkanlarını aştığında toplum çürür. _Erdem bir kuruntudur. Değişmeyen evrensel doğruluk diye bir şey yoktur. Burada yasaya aykırı olan 500 fersah ötede tamamen yasaldır. _Öldüğümüzde ölürüz. Dahası yok. İnsan gövdesi çürüyen bitkisel bir madde yığınından başka bir şey değildir. Solucanlar için ziyafet. _Hedefim, insanları sürünün parçaları haline getiren, uyuşturan, güdükleştiren tüm inançları, kurumları birer birer çökertmektir. _Tüm anlaşmalar içinde insan türünün kendi yozlaşması için icat ettiği en tiksindirici olanı evlilik anlaşmasıdır. _Dürüst kişilerin narin utancı, suçluların nefret dolu sarhoşluğundan çok farklı. _Kötülüğün verdiği hazdan mahrum kaldığımızda, en azından, hiçbir zaman iyilik yapmamamızın verdiği yakıcı şeytanlıkla dengeleyelim. _Duyarlılığımızın ateşi hazlarımızdan başka bir şeyi yakmasın! _Mutsuzluklarıma benim düşünce tarzım değil diğerlerinin düşünme tarzı neden oldu. _Mutluluk sadece heyecanlandıran şeydedir ve heyecanlandıran tek şey de günahtır. _Bu hazin dünyaya fırlatılmış İnsan denen zavallı kimse, ancak beğenilerinin ve fantezilerinin kapsamını genişleterek, her şeyi hazza feda ederek, hayatın dikenleri arasından birkaç gül toplayabilir. _Suçluyu koruyup ve masumu öldürerek siz zaten hasta bir toplumu iyileştirmeye çalışıyorsunuz. _Utanç, kendisinden kurtulmanın ne kadar mükemmel olacağını bilmen gereken eskimiş bir erdemdir. _Seni unuttum sanıyorsun değil mi, insan kalbini bi yerde bırakıp devam edebilir mi? _O beni herhalde sevmiş! Oysa ben onu her halde sevmiştim. _Mutluluk, hayal gucunun ürünü olan bir soyutlamadır. Bir duygulanım biçimidir ve tamamıyla bakma ve hissetme yöntemimize bağlıdır. İhtiyaçlarımızın karşılanması dışında insanların tamamını mutlu eden başka bir şey yoktur. _Hayatının en mutlu zamanlarını iyi değerlendir: bu zamanlar öyle kısa ki! Bu günleri iyi değerlendirerek yeteri kadar mutlu olursak, nefis anılar yaşlılığımızda bizi teselli etmeyi ve eğlendirmeyi sürdürür. Bunları kaybedersek? Can yakıcı pişmanlıklar, vicdan azapları bizi yakar ve ölüme yaklaştıkça yaşlılığın ıstıraplarıyla birleşip gözyaşları ve acıyla bizi çevreler. _İyilikseverlik ruhun gerçek bir erdemi olmaktan öte kibrin kusurudur; asla iyi bir şey yapma derdinde değildir, tek derdi gösterişle yardım eli uzatmaktır; kişi, bağışlanan sadakanın reklamı adamakıllı yapılmazsa epey öfkelenir. _Özgür bir varlık asla mülk edinilemez; tek başına bir kadına sahip olmak kölelerin mülkleştirilmesi kadar zalimcedir; bütün insanlar özgür doğar, hepsi eşit haklara sahiptir: bir cinsin diğerine tekelci biçimde sahip çıkma hakkı kesinlikle meşru bir hak olarak görülemez. _Doğa_ _Şehveti dizginleme çabası doğaya küfretmektir. _Doğa'dan daha bencil hiçbir şey olamaz; o halde biz de bencil olup onun kurallarına uyacağız. Bir suçlu yarattığı için Doğa'yı suçlamamalı; o kerndi görüşlerine, tasarılarına ve ihtiyaçlarına göre davrandı: buna boyun eğilmeli. _Verimli bir topraktan sökülüp kuru ve bereketsiz bir toprağa dikilen ağaca ne olur? Bütün entelektüel düşünceler Doğa'nın fizyolojik işleyişine öyle yakından bağlıdır ki tarımla yapılacak karşılaştırmalar bizi ahlak konularında hiçbir zaman yanılgıya düşürmez. _Doğa'nın isteklerine kendini bırakma tutumu tutsak bir halkın gözünde suç olsa da, özgür bir halkın gözünde asla suç değildir. _Felsefenin kutsal ateşinin ruhumuzu bir anlığına aydınlatmasına izin verelim; kişisel nefretleri, intikam duygularını, savaşları, kısacası, cinayete sebep olan sonu gelmeyen nedenleri karşımıza çıkaran şey Doğa'nın sesinden başka ne olabilir? Bu, ölüm kusan eylemler konusunda bizi yüreklendirdiğine göre, Doğa'nın bunlara ihtiyacı var demektir. _Vahşilik, kötülük olmanın çok ötesinde, Doğa'nın içimize kattığı ilk duygudur. Çocuk akıl çağına gelmeden oyuncağını kırar, annesinin memesini ısırır, kuşunu boğazlar; daha önce de söylediğim gibi, Doğa'nın kanunlarının bizden çok daha net olarak görülebildiği hayvanlara vahşilik işlenmiştir; vahşet duygusu, Doğa'ya uygarlıktan daha yakın olan yabaniler arasında daha yaygındır; o halde vahşiliği acımasızlığın bir sonucu olarak görmek saçmadır. _Doğa'nın güdüleri, insanın başka bir insanı öldürmesinin kaynağıdır; bunu o öğütler ve diğerini yok eden insan, Doğa'nın gözünde veba veya açlıkla aynıdır, hepsi onun tarafından gönderilmiştir. Doğa, işlemesi için gereken temel materyalleri elde etmek için yok etmek adına tüm yollara başvurur. _İnsan nedir ve insanla bitkiler ve hayvanlar arasındaki fark nedir? Elbette hiç fark yoktur. Onlar gibi rastlantı sonucu dünyaya yerleştirilmiş, onlar gibi doğmuş, üremiş, çoğalmış ve azalmış, onlar gibi yaşlanmış ve Doğa'nın organik yapıları nedeniyle her hayvan türüne uygun gördüğü yaşam süresinin sonunda hiçlikte kaybolmuştur. _Sade_ _Düşünme tarzımın onaylanamaz olduğunu söylüyorsunuz. Eh! Çok da umrumdaydı! Başkaları için bir düşünce tarzı benimseyen çok daha delidir bence! Benim tarzım, düşüncelerimin meyvesidir; varoluşumdan, yapımdan kaynaklanır. Onu değiştirmek benim elimde değil; elimde olsaydı da yapmazdım. Ya beni öldür ya da olduğum gibi kabullen zira değiştirilirsem lanetlenirim. Kimsenin görmediği kadar ahlaksız bir hayal gücüyle, buyurgan, huysuz, öfkeli, her şeyde aşırı, bağnazlığa varacak derecede tanrıtanımaz, az ve öz olarak buyum ve beni tekrar öldürün ya da olduğum gibi kabullenin çünkü değişmeyeceğim. Benim bahtsızlığım boyun eğmeyi asla bilmeyen ve asla da boyun eğmeyecek sağlam bir ruhu gökten almış olmaktır. _Ben bir kuledeyim. Üzerime 19 demir kapı kapanıyor. Gün ışığı her biri 20 kadar demir parmaklıklı 2 küçük pencereden içeri giriyor. Günde yaklaşık 10-12 dakika o da bana yemek getiren biriyle birlikte oluyorum. Geri kalan zamanı tek başıma ve ağlayarak geçiriyorum. _Garip zevkleri olanlar için üzülmelisiniz ama asla onları aşağılamamalısımz. Onların hatası Doğa'nın da hatasıdır; dünyaya bizimkilere benzemeyen eğilimlerle gelmiş olmaktan, çarpık bacaklı ya da güzel vücutlu gelmiş olmaktan tutulabileceklerinden daha fazla sorumlu tutulamazlar. _Başkalarının dertlerinden bana ne! Bende yeterince dert varken başkalarınkine neden üzüleyim! _Hayata vahşi, yabani bir yerden tutunuyorum; benim ruh halime ve kafa yapıma en uygun gelen durum dünyadan el etek çekmek oluyor. _Kadın_ _Erdemli oldukları söylenen kadınlara aldanma. Onlar aşağılık olan tutkuları önemserler. Bu tutkular hırstır, kibirdir, kişisel çıkarlardır, çoğu zaman da onlara hiçbir biçimde yol göstermeyen bir yaradılışın soğukluğudur. Bu tür varlıklara saygı göstermeli miyiz? Kendilerini sevmekten fazlasını becerebilmişler mi? Kendilerini tutkular yerine bencilliklerine kurban ettikleri için mi daha iyiler, daha akıllılar? Bence, sadece tutkularını dinleyenler daha haklıdır, diğerlerinden daha değerlidir, zira bu ses Doğa'nın biricik uzvuyken, öteki aptallığın ve önyargının sesidir. _Bastırmak zorunda kaldığı arzularla tutuşan, cehennem ıstıraplarından daha kötülerinin içinde ailesinin hoşuna gitmeyi uman, mutsuzlukla geçirdiği gençliğinin ardından, olgunluk çağını da onlara kurban edecek, hiç istemeden, seveceği hiçbir neden bulamadığı ya da nefret edebileceği birçok nedene sahip olduğu bir kocayla evlenerek hayatını onların hain hırslarına feda edecek on beş yaşında bir genç kızdan daha tuhaf bir şey var mı? _Yorum_ _Erdemin güzel hazlarını reddedenler veya karşı çıkanlar, bunu sadece diğerlerini kendileri kadar suçlu ve mutsuz yapmanın zalimce zevkinden ve kıskançlıktan yaparlar, emin olun. Kördürler ve herkesin de kör olmasını isterler, yanılmışlardır ve herkesin de yanılmasını isterler ama kalplerinin derinliklerini görebilirseniz sadece keder ve pişmanlık bulursunuz; bütün bu suç havarileri sadece kötü ve çaresiz insanlardır; aralarında zehirli sözcüklerine veya tehlikeli yazılarına sadece tutkularının yön vermediğini dürüstçe söyleyecek samimi bir insan bulamazsınız. Ve doğrusu, kim soğukkanlılıkla ahlakın temellerinin risk alınmadan sarsılabileceğini söyleyebilir? Kim iyilik yapmanın ve iyiyi arzulamanın insanoğlunun temel amacı olmadığını savunabilir? Ve sadece kötülük yapan bir insan, en güçlü kaygısının iyiliğin çoğalması olan bir toplumda mutlu olmayı nasıl ümit edebilir? _Yığınla insan var. Şehvet onları belaya iteklediğinde edepsizlik yapmayan yığınla insan; ateş bu insanların bedenlerinin dışına çıkar, sakin ruhları huzurla fazilet yoluna girer ve böylelikle nifaktan günaha, günahtan da pişmanlığa giden hayatlarıyla dünyada canlandırdıkları rollerinin ne olduğunu anlatamayacakları biçimde günlerini geçirirler. Bu gibi kişiler, kesinlikle zavallıdırlar: ebediyen serseri, mütemadiyen kararsız, bütün hayatları her sabah önceki gece yaptıklarından iğrenmekle geçmiş. Bir anda dönüştükleri 'suçta erdemli, erdemde suçlu' türde, tadına vardıkları hazlardan tövbe edeceklerini bilerek, hazları titreyerek alırlar. _Evrensel bir ahlak yasası yoktur. Dünyada tamamen suçlu ya da tamamen erdemli sayılabilecek hiçbir eylem yoktur. Her şey alışkanlıklarımıza ve içinde yaşadığımız iklime bağlıdır; genelde burada suç olan şey buradan yüzlerce fersah ötede erdemdir; bizim içinse diğer yarım kürenin eylemleri suçtur. Kutsanmamış hiçbir dehşet olmadığı gibi tahrip edilmemiş hiçbir erdem de yoktur. Bir eylemin övgüye ya da yergiye layık olup olmadığına yalnızca coğrafya karar verdiğinde, gülünç ya da uçarı duygulara pek önem vermeyiz, tersine, kendimizi bu duyguların üzerinde görürüz, bize haz verdiği için hor görülen hareketlerimiz karşısında başkalarının küçümsemesini çekinmeden kabul ederız. _Ölüm, bir biçim değişikliğinden ötekine, bir varlıktan diğerine geçmekten ve Pisagor'un "ruh göçü" olarak adlandırdığı şeyden ötesi değildir. Doğmadan önce, biçimsiz maddenin ayırt edilemez bir parçasından başka bir şey değildin. Ölümden sonra, öylece, bu bulanık hale geri döneceksin. Yeni varlıkların şekil verileceği hammadde haline geleceksin. Bu doğal süreçte acı olacak mı? Hayır! Haz? Hayır! Şimdi, bunda korkacak bir şey var mı? Kesinlikle hayır! Ve hala insanlar ahirette acıdan korunma umuduyla dünyada hazzı lanetliyorlar. Budalalar ölümden sonra acı ve hazzın varolamayacağını kavrayamıyorlar: kozmik anonimliğin hissizlik durumu var: bu nedenle, hayatın kuralı 'keyfine bakmak' olmalıdır! _Ölmek; düşünmeyi, hissetmeyi, zevk almayı, acı çekmeyi bırakmaktır: ölümü sakin bir gözle görmeye kendine alıştır, huzurunun düşmanlarının sana aşılamaya çalıştıkları sahte korkulara karşı kendini teskin et. ********************
·
360 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.