Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

251 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Bu kitaba duyduğum Saygı büyüktür Sevgi
Çok uzun zamandır okuma listedeydi bu kitap. Korktuğuma değmiş mi, eveeet :)) İkinci tekil şahıs anlatımı, oo başrol bize yazılmış. İyi güzel, de…neyin başrolü bu? Henüz okumamış olanlara tavsiye, rolünüzü ezberlemeye çalışmayın a dostlar. Her gördüğünüz ‘ben’ e düşüncesizce yatırım yapmayı da bırakın. Çünkü tam siz kendinizi kaptırmışken sahnedeki her şey tepetaklak oluyor, yeni bir perde açılıyor. Bu birbirinden farklı kalemlerden çıkmış gibi duran on roman taslağının her biri kendi kaderini tayin hakkına sahip. Bir araya gelmek, anlamlı bir bütün oluşturmak gibi bir dertleri de yok. Anarşistler. Okurun hem başrolde olduğu hem kapının önünde beklediği bir kitap diyebilir miyiz buna? Parasını bastırıp aldığımız bir kitabın kapıya güvenlik koyup bizi içeri almaması? Hikaye sürekli ve bir yere bağlanmadan değiştiği için, bana tam olarak şöyle hissettirdi; girişte bir eşik var, bir adım atıp içeri giriyorum, içeriye alışır gibi oluyorum. İkinci adımı atarken yüzükoyun yere seriliyorum, ben toparlanıp kalkana kadar bölüm bitiyor, filmin sonunu göremiyorum. İçeri doğru ilerlemek istediğimde de kaba etime bir tekme yiyip yeniden bir eşikte beliriyorum. İçerdeyiz, dışardayız. Buradayız, hoop değiliz. Rastlantısalın, yazgısalın, olasının insafına kalmışız. Kitabın içinde bir dünyadan öbürüne yuvarlanma hali, bir baş dönmesi…Yine de okuyalım, haydi çevirelim sayfaları, belki sayfalar havayla temas edince bir şeyler genleşir, çözülür, belki biraz ışık sızar. Sık bir ormana daldık biz çünkü, biz bir cangıla düştük. Sen neymişsin be postmodernizmin abisi. Bu kitap, kural yıkıcılığıyla, tekniğiyle, yazarın sayfalara bol kepçe serptiği zekasıyla muazzam. Buna karşı çıkan yoktur sanırım. Ama şunu da söylemek isterim: Bu kitabın bende uyandırdığı Saygı büyüktür bu kitabın bende uyandırdığı Sevgi. Kolay okunmuyor. E hadi biraz daha dürüstlük, bazen canımıza yetiyor. Yazarın deyimiyle ‘bitmemiş değil, sonu olmayan’ hikayeler bunlar. Her öykünün bir başı, bir de sonu olsun gibi masum bir isteğiniz varsa, hatları belirgin çizilmiş bir ana fikre bakmak istiyorsanız ya da, bir boşluğa düşmemek olası değil. Ben bölüm sonu illa ki bir yere bağlansın diyenlerden değilim. Belirsiz sonları da severim. Ama tüm kitap boyunca, üstelik bu kadar parçalı bir metinde( parçalı metin= sinir uçlarında kızarıklık yapan şey) rahatımı biraz kaçırmış olabilir. Bu kadar yorucu bir okumadan sonra yine de iyi ki okudum mu, evet:). Sebeplerine gelirsem..Böyle bir kitabı deneyimlemiş olmak bile mutluluk verici. Farklı metinlerde kaybolmayı ve alıştığım okuma biçiminin dışına çıkıp kendi okuma pratiğime dışarıdan bakmayı seviyorum. İkincisi, bu kitabın beni oyun oynamak için edebiyat yapan Cortazar’ın hınzırlığına yaklaştırması. Onun basmakalıpçılıktan uzak, kendi fantastik dünyasının kapısını başkaları başını uzatıp baksın diye açık bırakan tarzına akraba bu metin. Sonuç olarak, yorulduk, kızdık, biraz çok biraz az sevdik, -okuma arkadaşımın deyimiyle- bu kitabın önünde hayali şapkamızı çıkarıp, hayali ceketimizi ilikledik. ‘Keşke herkes okusa’ yerine, bu maceraya atılmaya gönüllü olanlar okusa diye de bir dilek uydurup Calvino’num huzurundan geri geri çıkış yaptık. Hürmetler:)
Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu
Bir Kış Gecesi Eğer Bir YolcuItalo Calvino · Yapı Kredi Yayınları · 20222,764 okunma
··
3 artı 1'leme
·
1.480 görüntüleme
K. okurunun profil resmi
"Okurun hem başrolde olduğu hem kapının önünde beklediği bir kitap diyebilir miyiz buna? Parasını bastırıp aldığımız bir kitabın kapıya güvenlik koyup bizi içeri almaması?" Bu ifadeye bayıldım. :) Oldukça zor, farklı, ilginç ve postmodernizmin ne olduğunu anlamak adına iyi bir seçimdir kendisi. Ben bilinçakışını da postmodernizmi de pek tercih etmek istemeyen bir okurum, ama yine de geçmişe baktığımda iyi ki okumuşum dediğim kitaplardandır. İnsanın kendi sınırlarını hem esnetmesi hem o sınırları hissetmesi için böyle kitaplar da gerekli. Üstelik insana not aldıracak ve altı çizili birçok satır da veren bir kitaptır. Calvino'nun İkiye Bölünen Vikont öyküsünü çok sevmiş ve bu kitaba da o bakışla başlamıştım. Bambaşka bir eser çıktı. Bence Calvino da okuru görece az biri. Ha bu azlık onun okurlarını yüceltme adına söylediğim bir şey değil, seçim meselesi. Zor Sevdalar kitabını okuyunca da çok zorlanmıştım ama kitap zor olduğu için değil, bana sıkıcı geldiği için. Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu romanı isminde bile bir cilvesi olan, okuyunca unutulması güç kitaplar arasına girecek ama bitişiyle iyi ki dedirtecek bir seçim. Sizin bu kitaba başladığınızı görünce "Gazanız mübarek olsun." yazıcaktım, sonra vazgeçtim. İpi göğüslediğiniz için tebrik ederim. :) Eminim yarım bırakan çok okur vardır. Bu güzel inceleme için de yüreğinize sağlık. 🌸
Emel Keleş okurunun profil resmi
Ben de “insanın kendi sınırlarını hem esnetmesi hem o sınırları hissetmesi için böyle kitaplar da gerekli.” ifadesine bayıldım. Tam da buydu çünkü bu kitaptan yanıma en çok kar kalan şey. Özenli yorumunuz için çok teşekkürler 🙏
Müptela okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık, calvino bana okur olarak hep büyülü gelir , oh br iyi ki okuyorum bilmeyenler ne muhteşem lezeetleri kaçırıyor derim,
Nilgün okurunun profil resmi
Emel Hanım, yine eşsiz yorumlarınızdan biriyle buluşmakmış nasibimize düşen. Kanımca “inceleme yazıları” yerini artık yazacağınız kurmaca anlatılara bırakmalı. Bu kıvrak ve lezzetli üslubun, bir romanın kuruluşunda kullanılması zamanı gelmiş ve geçiyor zannımca.Yazarın Emel Keleş olduğu anlatıları okumak dileğiyle…
Emel Keleş okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Nilgün. Gerçekleşmesi için henüz hiç adım atmadığım bir hayal o benim için. Belki birgün 🙏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.