Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Gelen Bunny idi. Gözünde güneş gözlükleri, üstündeyse her zaman giydiği şekilsiz paçavraların aksine yepyeni jilet gibi bir İtalyan takım elbise vardı. Beş on kilo kadar almış olmalıydı. Beni gördüğüne şaşırmıştı. "Aa, merhaba, Richard," dedi içtenlikle elimi sıkarken. "Buenos días. Seni görmek çok güzel. Arabayı dışarıda göremedim ama hazır kasabaya kadar inmişken yine de bir uğrayayım demiştim. Evin erkeği nerede bakalım?" "Evde değil." "O zaman sen burada ne yapıyorsun? Haneye tecavüz?” "Bir süredir burada kalıyorum. Yolladığın kartı aldım." "Burada mı kalıyorsun?" diye sordu bana tuhaf tuhaf bakarak. "Neden?" Haberi olmadığına şaşırmıştım. "Hastalandım," dedim ve ona neler olup bittiğini kısaca anlattım. Bunny, "Hımm," demekle yetindi. "Bir kahve içmek ister misin?" Mutfağa gitmek için yatak odasından geçmemiz gerekiyordu. Komodinin üstündeki eşyalarıma ve yerdeki bavullarıma bakıp, "Bakıyorum da burayı bayağı bayağı kendine ev bellemişsin," dedi ters ters. "Sadece Amerikan kahvesi mi var?" "Ne demek istiyorsun? Floger's içmez misin?" "Espresso yok mu demek istiyorum?" "Ah. Yok. Kusura bakma." "Ben tam bir espresso insanıyım," dedi kollarını iki yana açarak. "İtalya'dayken hep ondan içerdim. Oturup bir fincan espresso içebileceğin bir sürü ufak tefek mekân var, bilirsin." "Duymuştum."
Sayfa 160Kitabı okudu
·
91 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.