"Eğer halkta, halklarda dindarlık olmaz ise ne bilim, ne felsefe, ne sanat, ne politika, ne de teknoloji insanları kötülükten, hayatın zorluklarından kurtarabilir. Dinden değil, dindarlıktan bahsediyorum. Dinlerin sayısı fazla olabilir, nitekim, öyledir. Ama dindarlık farklı dinlere mensup insanların tamamına özgü ortak bir özelliktir.
“Ben sendeyim, sen de bendesin, biz dünyada dünya da bizdedir, hepimiz bir bütünüz. Dünyaya zarar verirsen, insanlara veya hayvanlara kötülük yaparsan, kendine zarar vermiş, kendini sakatlamış ve hayatını karartmış olursun. Dindarlık işte budur. Her şeye ve herkese karşı hissedilen temiz, ışıklı ve yaratıcı sevgi duygusudur. Dosta ve düşmana, Tanrıya ve bir kurbağaya, Rafael’e ve bir taş ustasına olan sevgidir."