Bizim zamanımızın askerliği başkaydı; asker gülmezdi ve ağlamazdı. İkisi de ayıptı. Gülmek yerine belli belirsiz bir gülümseme, ağlamak yerine kaşların çatılması... Asker okulundayken bir yüzbaşımız bize sık sık "Askerin yüzü hep gölgeli olacak." Derdi. Biz de böyle yetiştik, doya doya gülmesini doya doya ağlamasını bilmeyen insanlar olarak...