Mustafa Kutlu Göçmen olan Ali bey ve Münire hanımın kaçma hikayeleri ile başlayan kitabı bize aktaran Ali beyin oğludur. Ali bey Münireye sevdalanır, ama Münire abilerinden epey korkar ve Aliye varmaya korkar. İşler sarpa sarınca Ali Münireyi kaçırır, hem de ne kaçırma. Artık adı “sinemayı yakıp münireyi kaçıran Bulgaryalı Ali’nin destanı” olarak anılır. Ora senin bura benim diye diye kaçarlar ve izlerini kaybettirirler. Bu arada bize hikayeyi aktaran Ali beyin oğlu da yollarda dünyaya gelir. Gel zaman git zaman Münire hanım ikinci çocuğuna hamile kalır ama hastalanır ve vefat eder. Baba oğul hayata tutunmaya çalışırlar ve hayat çarkları burada dönmeye başlar. Ali her gittiği yer de bir işin ucundan tutmaya çalışırken oğlu da büyür ve bir sevdanın peşine düşer, kendi anne babası gibi hikayesi olsun ister. Ama sevdaya tutulduğu genç kız kaçma fikrine sıcak bakmaz adının çıkacağından korkar. Bu arada Ali hapise düşmüştür hep dilinin sivriliğinden, oğlu da sevdalısı tarafından red yiyince dayanamaz ve babasının izniyle o şehirden ayrılır. Hikaye tadında hem buruk hem lezzetli bi kitap yazmış yazar. Ben keyifle okudum, dili de çok sade. Okumanızı tavsiye ederim, filmini de merak ediyorum izleyeceğim.
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336,5bin okunma
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.
