“11 Temmuz’du.. Srebrenitsa mahşer yeri gibiydi. O gün herkesin bir hüznü vardı yüreğinde bir türlü vedalaşamadığı.. Epey bir süre kalabalığa bakıp zihnimi bu düşüncelerle meşgul ettim ama sonra bunlardan sıyrılıp hüzün dolu bakışlarımı beyaz mermer taşların üzerinde gezdirdim.
Binlerce, binlerce masum insan yatıyordu toprağın altında. Çocuğu, genci ve yaşlısıyla birlikte.. Binlerce insan sanki zamanın tozları altında yitip gitmişti, zamanın geriye doğru aktığı bu günde, bu şehirde…”