"İşte dünyadasın, dinmemiş yasın
Ölmez ömrüm varsa gelirim sana
Ateşin başına oturmuş canın
Düşüyor kadınlar ve çocukların
Yurdundan sürülmüş toprak gibisin
Uzak bir hatıra olan sevincin
Varsın bulamasın kimi dalları,
Bir su içmeden anlatılamaz
Ölmeyen bilmez bunu, yaşarken
Üzgünsün, haklısın – kazadır kader
Haber vermeden geçerken günler
Görmeye gözümüz yetmiyor seni
Herkesten çoksun, yalnız olsan da
Berhayat diyoruz, fakat kuyuda
Kalmışsın, öyle – nasıl söylesem
Yollar bozuluyor buradan sonra
Kasımın içindesin eski hesapla,
Ses olsun diye aldığın nefes
Kuşlar uyurken göğe yükselen
Anlamış gibi buruk tebessüm –
Bir zorluktur bu, dostluğa yatkın
En uzun gecenin var kısa adı
Kar yağmış deyince uyanan çocuk
Düzlüğe dönüşür sevgilinin dağları
Gelmeyen gelmez, bitmeyen biter,
Camlardan bakan güzel hakikat,
Bulmak yorar insanı, aramak yeter."