Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Çankaya Köşkü'nde halktan yalıtılmış şekilde yaşamaktan hiç hoşlanmıyordu, zamanla "duyarsızlaşmak tan korkuyordu. Bu endişesini dile getirirken Harbiye yıllarından örnek verirdi: "Harbiye'de öğrenciyken okulun sobaları yanmazdı, bütün kış titreşir dururduk, sonunda bir gün arkadaşlar beni müdüre çıkmak için temsilci seçtiler, izin aldık, müdürün huzuruna çıktık, Zülüflü İsmail Paşa adında bir saray adamıydı, önce padişaha sonra müdüre dualarımızı sunduk, sonunda amaca geldik, işi anlatmak istedik, müdür daha ilk cümlede kükredi, 'ne soğuğu be nankörler, padişahımızın nimeti gözünüze dursun, görmüyor musunuz sobalar gürül gürül yarıyor, defolun' diye bağırdı, hakikaten müdürün odasındaki sobalar gürül gürül yanıyordu, buram buram terliyordu, bütün okulun sobaları böyle yanıyor zannediyordu... Sanırım biz de bu Çankaya Köşkü'nde bazen Zülüflü İsmail Paşa gibi kendimizi aldatıyoruz!"
·
256 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.