Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Garipler Mahallesi
"Merhaba. Bu mahallede Fadime Nene diye birisi varmış. Onu arıyorum." " Fadime Nene'yi hiç duymadım ama az ileride Ayşe Teyze var." diyor sokakta karşılaştığım adam. Teşekkür edip yanından uzaklaşıyorum. Ben ona Fadime Nene'yi soruyorum, o bana Ayşe Teyze var, diyor. Bu, "Buralarda eczane var mı?" sorusuna, "Eczane yok ama az ileride kasap var." demek kadar saçma geliyor bana. Böyle durumlarda yoldan geçenlere soru sorulmayacağını anlıyorum o an. Çünkü yoldan geçen kişinin işi olabilir, acelesi vardır ve senin sorunu geçiştirebilir. En iyisi oturan birisini bulmak. Hem artık insanlar sokaklarda çok hızlı yürüyor. Herkes bir şeye yetişme telaşında. Kimsenin bir şeye yetişebildiği de yok üstelik. Az ileride küçük bir mahalle kahvesi var. İhtiyar insanlar olur böyle kahvelerde. Sabahın köründe atarlar kendilerini dışarı. Yapacak bir işleri yoktur çünkü evde. Eşlerinin, çocuklarının, gelinlerinin ve torunlarının gözüne batar böyle amcalar da kahvaltıdan sonra kaçışı kahvede bulurlar. Ve herkesi de tanırlar. Fadime Nene'yi de kesin tanırlar. Tahmin ettiğim üzere kahvenin önündeki masada ihtiyar amcalara denk geliyorum. Yalnız başına oturan amcanın yanına yaklaşıp, "Selamünaleyküm" dedikten sonra "Ben Fadime Nene'yi arıyorum." diyorum. Amca tuhaf bakıyor yüzüme. "Ne yapacaksın Fadime Nene'yi?" diyor. Bunu sorduğuna göre Fadime Nene'yi tanıyor amca. "Bir tanıdık." diyorum. Fazla ayrıntıya girmiyorum. Çünkü biliyorum ki kuracağım bir cümle gereksiz uzun bir muhabbetin içine sokabilir beni. Böyle amcalar için muhabbet etmek en büyük eğlencedir. "Fadime diye birini tanımıyorum ben." diyor ihtiyar amca. Tanımıyorsun da ne yapacağımı niye merak ediyorsun be adam, diye düşünüyorum. "Ama ileride Ayşe Teyze var." diyor. Kim bu Ayşe teyze? Niye herkes beni Ayşe Teyze'ye göndermeye çalışıyor. "Yok ben Fadime Nene'yi arıyorum." O sırada yan masadaki bir ihtiyar bizi duymuş olmalı ki lafa karışıyor. "Fadime Nene mi? Ayşe Teyze olmasın o?" "Fadime Nene niye Ayşe Teyze olsun ki?" "Olur mu olur" diyor. Kalkıyorum yanlarından. Kahvedeki yaşlı amcalar fikrinin yanlış olduğunu düşünüp bir bakkala giriyorum. Küçük mahalle esnafı her şeyi bilir. İçeride orta yaşlı, sert görünümlü bir adam var. "Selamün aleyküm." diyorum ki bu mahallelerde selam böyle verilir yoksa insanın yüzüne bakmazlar. Adam yüzüme bakmıyor. "Ne var?" diyor. Bakkal sert çıkınca müşteriymişim gibi davranıyorum. Gözümün ucuyla raflara bakıyorum. İki tane Eti Cin alıyorum. Artık soruyu sorabilirim. Parayı verirken, "Buralarda bir Fadime Nene varmış." deyip, cümlenin devamını onun getirmesini bekliyorum. "Fadime Nene diye biri yok burada, az ileride Ayşe Teyze var." diyor adam sert bir şekilde parayı elimden alırken. Kim bu Ayşe Teyze, Fadime Nene'nin muadili mi? diye düşünüyorum. Sonra düşünmekle kalmayıp, "Kim bu Ayşe teyze? " diyorum. Suratıma yine sert bir şekilde bakıyor. "Ne yapacaksın Ayşe Teyze'yi?" "Yahu sen demedin mi Ayşe Teyze var az ileride diye." "Evet, var." diyor. Eee, der gibi yüzüne bakıyorum cevap yok. Sanki saçma bir rüyanın içinde gibiyim. Elimde Eti Cinler ile çıkıyorum bakkaldan. Fadime Nene'den vazgeçtim artık, Ayşe Teyze'yi aramaya karar veriyorum. Kafam çok karıştı. Kafamın içinde Mabel Matiz'in Antidepresan'ı çalıyor sanki ama Nihat Doğan sesiyle. "Gitme burdan" diyor, "Sen olmadan ben asla" derken detone oluyor. Mahalledeki herkes garip. Soruyu soracak bir çocuk arıyorum artık. Hem şu elimdeki Eti Cinler'den de kurtulurum. Karşıma çıkan ilk çocuğa Ayşe Teyze'nin evini soruyorum elimdeki Eti Cinler'i çocuğa verirken. Çocuk beni Ayşe Teyze'nin evine götürüyor. "Aha bura!" dedikten sonra kapıyı çalıp koşarak uzaklaşıyor. Kapıyı çalmasa belki Ayşe Teyze'den vazgeçip Fadime Nene'yi arama fikrine dönebilirdim. Artık çok geç. Kapı açılıyor. Göğsü kıllı, üzerinde beyaz atletli bir adam çıkıyor karşıma. "Ne var?" diyor. Hiç mi edep adap uğramadı mahallenize be kardeşim. Bu nasıl bir karşılama? "Ayşe Teyze" diyorum. " Gel!" dedikten sonra kolumdan tutup beni içeri çekiyor. Sonra kafasıyla sağı solu kolaçan edip kapıyı kapatıyor. Sağı solu kolaçan etmesi bana, illegal bir işin içine düştüğüm izlenimini veriyor. Korkuyorum. "Otur oraya." diyor eliyle divanı göstererek. Divan, Freud'un divanına benziyor. Ayşe Teyze psikolog mu, psikiyatrist mi acaba? "Ayşe Teyze gelir birazdan." Korkuyla karışık merak etmeye başlıyorum kadını. Yediden yetmişe herkes "Ayşe Teyze" diyor kadına. "Ermiş biri mi?" diye düşünüyorum. Birazdan gelince ne soracağım kadına. "Niye geldin?" buraya dese, ne diyeceğim? Kafam çok karışık. Kafamın içinde Kahtalı Mıçe türkü söylüyor pos bıyığıyla. Diğer pos bıyıklı Röckenli Nietzche kıskanıyor onu. "Bizi öldürmeyen şey güçlendirir." diye bir ezgi tutturuyor. Kafamın içinde Kahtalı Mıçe ile Röckenli Nietzsche düet yapıyor. "Bizi öldürmeyen şey süründürüyor sayın Nietzche" diyor Mıçe kalın sesiyle. Nietzsche karşılık veriyor: "Beni anlamıyorlar; ben bu kulakların dinleyeceği ağız değilim." Kahtalı Mıçe susuyor. Ben ise divanda oturmuş Ayşe Teyze'yi bekliyorum. Ayşe Teyze geliyor yüzü gülerek. Bu mahallede yüzü gülen bir insanı görmüş olmanın verdiği mutluluk ile korkum biraz olsun azalıyor. Kadın karşımdaki tabureye oturuyor. Otururken Dilber Ay'a benzediğini fark ediyorum. İçeride bohem bir hava var. "Evet ne istiyorsun?" Güzel soru! Ne istiyorum, niye buraya geldim, Fadime Nene'yi niye arıyordum? Fadime Nene'yi ararken seni buldum. Şimdi nerden başlasam? Senden ne istenir bilmiyorum ki? Laf kalabalığı yapıp kadının ne iş yaptığını öğrenmeye çalışıyorum. "Sizi çok methettiler. Ayşe Teyze de Ayşe Teyze dedi herkes." " Sağ olsunlar, ne istiyorsun?" Ne istesem bilmiyorum ki. Büyücü tipi de var bu kadında. Büyü mü yapıyor acaba? Gözümle sağa sola bakıp anlamaya çalışırken kadın yardımıma koşuyor. " El falı mı, kahve falı mı?" Falcıymış kadın. Rahatlıyorum. Şimdi birine karar vermem gerekiyor. El mi, kahve mi? Cebimde çok bir para olmadığı aklıma geliyor. " El falı ne kadar, kahve falı ne kadar?" " El falı 500, kahve falı 1000 lira." "El falı baktırsam, tek el falı 250 lira mı oluyor?" "Zaten tek eline bakıyoruz. 500 lira, pazarlık yok." Bende de o kadar para yok. Teşekkür edip çıkmayı denesem, hır gür yaşamadan çıkma ihtimalim de yok. "Bende 250 lira var. 250 liralık baksanız olmaz mı? Yarısına kadar bakıp bıraksanız." "Dalga mı geçiyorsun lan!" diyor şivesini iyice bozarak. Artık buraya kadar geldik. Çıkıp gidemem de. Beyaz atletli, göğsü kıllı adam da Ayşe Teyze'nin sesini yükseltmesi üzerine odaya giriyor. "Ben de 250 lira var." diyorum. Sesim titriyor. Sesimi tanıyamıyorum. " 250 liraya rüya yorumlarım" diyor kadın. "Tamam" deyip hemen 250 lirayı çıkarıp veriyorum. Parayı aldıktan sonra bir şey dememi bekler gibi yüzüme bakıyor, anlamıyorum. Sinirleniyor. Mahallede herkes sinirli. "Eee anlat, çok vaktim yok." Hay Allah! Hiç de rüya görmem ki ben. En son ne rüya görmüştüm ki? "Sen düşün, ben geliyorum" deyip diğer odaya geçiyor. Hafızamı zorluyorum. Kafam çok karışık. Kafamın içinde Kahtalı Mıçe ve Nihat Doğan düet yapıyor. Nihan Doğan türküye yanlış yerden girdiği için Mıçe ona kızıp türküyü yarım bırakıyor. Ben bunları düşünürken atletli adam gelip karşıma oturuyor. "Anlat." diyor. Garip garip bakıyorum yüzüne. "Rüyanı anlat" Haydaa! Ayşe Teyze değil de bu adam rüyamı yorumlayacak. 250 liraya bu kadar olur demek istiyorlar. 100 liram olsa Eti cin verdigim çocuk yorumlayacaktı galiba. Kendimi Freud'un divanında oturmuş gibi hissediyorum ama karşımdaki Freud değil. Freud tehditle rüya yorumlamazdı. Ben kem küm ederken sinirleniyor adam. "Seri ol, vaktim yok." Başlıyorum kafamın içindekileri rüya gibi anlatmaya. "Rüyamda bir düğün salonundayım. Fonda Erik Dalı çalıyor. Pistte eltiler, görümceler, enişteler, oynamayı beceremeyen kayınbabalar var. Nihat Doğan da ortalarında Kahtalı Mıçe ve Nietzsche ile Erik Dalı'nda halay çekiyor." Anlattığım olayı olağan karşılıyor adam. Ne Nietzsche kim diye soruyor ne de Erik Dalında halay mı çekilir, diye. Düşünmeden cevap veriyor. "Basit bir rüya. Yorumu çok kolay. Bekar mısın?" Evet anlamında kafamı sallıyorum. "Tamam işte yakın zaman içinde evleneceksin. Rüyada düğün görmek hele de halay çeken kişiler görmek evliliğe delalet eder. Yakın zamanda evleneceksin." "Ne kadar yakın." diyorum verdiğim 250 liranın hakkını çıkarmak için. "Çok yakın işte. Kalk git şimdi." Kovulmaktan beter olmuyorum, resmen kovuluyorum. Dışarı çıkıyorum. Rüyada mıyım acaba? Sokakta yürürken ne yaşadığımı sorguluyorum. Ne yaşadım? Kime anlatsam inanmaz. Fadime Nene'yi de bulamadık zaten. 260 lira da param gitti. 250 lira rüya, 10 lira Eti Cinler için. Garipler Mahallesine girerken, sakinlerinin gariban olduğu için mahallenin bu ismi aldığını düşünüp üzülmüştüm garibanlara. Meğer gariplikleri, garibanlıktan değil de tuhaflıktanmış.
·
5 artı 1'leme
·
4.664 görüntüleme
Mustafa A. okurunun profil resmi
Bu arada Nietzsche ve Nihat Doğan ne alaka demeyin.;)) youtu.be/HfikNRbjOw4?si=...
Hülya okurunun profil resmi
Gariplikler Mahallesi olmuş sanki :)
Mustafa A. okurunun profil resmi
Evet olabilirmiş aslında.;)
Mustafa Kemal Baba okurunun profil resmi
Sanırım bunu 3 yıl önce yazdın. Eti Cin hâlâ 5 liraymış :)) Yine süper bir hikaye. Kitap çıkarmaya çok bir şey kalmadı :)
Mustafa A. okurunun profil resmi
Yok iki ay oldu ama Eti Cin almayalı çok oldu. Fal 500 vardır ama demi.😅 Kitap çok zor ama bunu iltifat sayıp teşekkür ediyorum.;)
3 sonraki yanıtı göster
Berfin okurunun profil resmi
Yalnız ben Fadime neneyi neden aradığını merak ettim :)
Mustafa A. okurunun profil resmi
Onu şu an için ben de bilmiyorum.;)) Aslında dedesinin eski sevdiği Fadime. Onu arıyor. Ben biraz kisalttım hikayeyi.
2 sonraki yanıtı göster
Nida okurunun profil resmi
Attım cebe. Şu an müsait değilim. Olunca hemeeen okuyacağım. Unutmamak için bu yorum :)
Bu yorum görüntülenemiyor
okuyankoalaa okurunun profil resmi
' Kafamın içinde Mabel Matiz'in Antidepresan'ı çalıyor sanki ama Nihat Doğan sesiyle. "Gitme burdan" diyor, "Sen olmadan ben asla" derken detone oluyor. ' ben burda cok güldüm yalnız:) Devamı ne zaman raflarda olur:)
Mustafa A. okurunun profil resmi
😅 Devamı olmuyor bende genelde. Bu hikayenin öncesi var aslında. Öncesi olabilir ama ileride.;)
3 sonraki yanıtı göster
Özlem okurunun profil resmi
Hahaha gülerek okudum ya ne umduk ne bulduk gibi olmuş 😂 fadime nene hala yok hayalet olabilir 😂
Mustafa A. okurunun profil resmi
Evet muhtemelen ölmüş 😅
3 sonraki yanıtı göster
Kitabsever okurunun profil resmi
Ama ben Fatma Nene'yi takarım kafaya Hocam:) Nene kayıp, mahalle Garip)) Ama beni şu kafanın içinde bir biriyle güreşe girenler çekti, benim kafada azcık o misalli de:) Genelde tilkiler cirit atar, kurtlar sofra kurar. Sizin hikayede iyi ki şarkılı sözlü bir kafa var🙈 Gece uyumadan önce kaydetmiştim, sabah okurum diye. Kaleminize sağlık. Bir gün olurda kitap olursa, alıntılarımı şimdiden şekillendirdim artık kafamda:))
Mustafa A. okurunun profil resmi
Galiba Nene'yi bulmamız gerekiyor. Çok merak edildi.;)) Teşekkür ediyorum güzel yorumunuz için.;))
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.