“Nerede olduğunu hiç bilmese bile bir saniye tereddüt etmemek lazımdı - kayıp görünmemek, ilerlemek.” Yazardan okuduğum ikinci kitap. Babasını arayan otistik Hanna ve şaibeli işlere karışmış Marius tesadüfen karşılaşıyorlar ve bir süre beraber seyahat ederek Hanna’nın babasını arıyorlar. Kitabın adını okuduğumda yüzyılında kayıp bir kız ne demek diye düşünmüştüm, otistik bir bireyden bahsettiği için bu adı alabileceği aklıma gelmemişti, güzel bir sürpriz oldu benim için. Seyahatleri boyunca nev-i şahsına münhasır pek çok karakterle karşılaşıyorlar ve hepsinin kendi dünyasıyla ilgili, gündelik konulara farklı açılardan bakmanızı sağlayacak, ufuk açıcı bilgiler/hikayeler öğreniyorlar. Alt metinde ise İkinci Dünya Savaşı’nın yarattığı tahribat aktarılıyor. Özellikle oda isimlerini toplama kamplarından alan hotel fikri beni etkiledi ve bu fikri ürpertici buldum. Hikayede de dediğim gibi yazarın olaylara/nesnelere/soyut kavramlara bakış açısı benim için yazarın kitaplarını eğlendirici ve bilgilendirici hale getiriyor, bu da hoşuma gidiyor. Sadece cümleler oldukça uzun, o sebeple odaklanma gerektiriyor ama kitabın akıcılığı bunu bir problem olarak görmenizin önüne geçiyor. Tavsiyedir.

Babasını Arayan Yüzyılında Kayıp Bir KızGonçalo M. Tavares · Kırmızı Kedi · 022 okunma

·

39 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Pelin