Birşey, biz kez bilinç dışına ötelendiğinde öncesine göre dokuz kat daha güçlü olur. Kendini eski alışkanlıklar şeklinde göstermeyebilir ama yeni ifade yolları bulacaktır .Olumlu düşünme basitçe olumsuzu bilinçaltına tıkmak ve bilinçli zihni olumlu düşüncelerle şartlandırmak demektir. Sorun bilinçaltının çok daha güçlü, bilinçli zihinden dokuz kat daha güçlü olmasıdır.Bu nedenle olumlu düşünme derin bir anlayışın bulunmadığı çok yetersiz bir yöntemdir ve sana sürekli kendinle ilgili yanlış fikirler verir
Zihnindeki olumsuz fikirlerin olumlu fikirlerle bastırılmaması, serbest bırakılması gerekir. Ne olumlu ne de olumsuz bir bilinç yaratmak zorundasın. O saf bilinçte, en doğal ve keyifli hayatı yaşayacaksın. Seni incitiyor diye olumsuz bir fikri bastırırsan örneğin, kızgınsan ve bunu bastırır, enerjiyi olumlu bir şeye dönüştürmek, kızdığın kişiye karşı sevgi ve merhamet dolu hissetmek için çaba göstermeye çalışırsan- kendini kandırdığını bilirsin. Derinlerde bir yerde o hâlâ öfkedir; sadece sen onu örtbas ediyorsundur. Görünüşte gülümseyebilirsin ama gülümsemen sadece dudaklarında olacaktır. Seninle, yüreğinle, varlığınla bağlantılı olmayacaktır. Gülümsemenle yüreğinin arasına sen kendin büyük bir engel yerleştirirsin - bastırdığın olumsuz duygu olumlu düşüncelerle şartlandırmak demektir. Olumlu düşünmekle ilgili hiçbir felsefeye inanmıyorum; ne de tersine, olumsuz düşünmenin felsefesine inanıyorum -çünkü her ikisi de oradadır. Olumlu ve olumsuz bütünü oluşturur. Benim felsefem bütünseldir ne müspetçi ne şüpheci ama bütünsel, gerçekçi. Bütünü, her ne ise, bütünlüğü içinde görürsün. İyi ve kötü, gündüz ve gece, yaşam ve ölüm, her ikisi de oradadır.
Benim yaklaşımım var olan durumu tam manasıyla görmektir. Ona bir felsefe yansıtmaya gerek yoktur. Ebeveynler doktor olursa, profesör olursa, mühendis, bilimci olursa, çocukların mutlu olacaklarını zannederler. Bilmiyorlar! Çocuklar ancak olmak için geldikleri şeyi olduklarında mutlu olabilirler. Ancak içlerinde taşıdıkları tohum olabilirler.
#osho