Gönderi

Aşk
Çarkı-felek zamansız ünvan değişmiş Hicran ağrısı bağrımı yakıp kavurmuş Gurbette tattığım bunca kahırlar Meğerse iki kara gözden yapılmış. Izdırap hep var mı ufkunda aşkın Gözdeki damlalar esatir midir ? Oysa değil mi ki hasret yelleri Esip de sermest eden aşkın adilin Aşk girdabına ,efsus, bulaştım ben de Sükut yaşamdı arzum kumrulartek Dilek oklarım taşlara değdiği günde Tattım o acıyı ben de Müşfiqtek. Ve anladım.. Kimde ki vardır bu zalım kiyafe Ruhsarı bihuşdur, özüyse berduş. Elbet ki değildir ömre nişane Taşıyan bilmesin kendini ermiş Mukassır olaydı dağlar,dereler Ki aramızda sebebiydi mesafelere Sözümdü,ahdımdı taş asardım ben Görüş anımızda saat akreplerinden. Nalem,feryadım,feganım sana Hicranım,firkatım,ferağım sensin. Tuğyanım dağlarda kükrese lakin, Gussası geçmeyen bir ağır yüksün. Şimdi hatıra kalan bir tek sesindir Yoksa gül-çehreni unutuyorum mu ? Hiç bilmem ki bu pişmanlık nedendir Seni de unutturan meğer ben miydim ? Beni ürkütür yaman birden dönüşün Fakat çekdiyim kahır meziyet mi ki Yok-yok,şimdi düşünüyorum görüşsek eğer Gelişine bir demet gül de dermeyeyim. Sevgi bir ağacsa onun budağında Hatıran yaprakla bir şulelensin. Yeller gönlümüzden esip geçerken Hafızam toprağa birge serilsin. # Revan Halil
·
113 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.