Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Başka günlerdeyse, kanlı canlı bir at yerine alçakgönüllü, tıknefes, eşek kılıklı bir at binmeyi yeğlemesini elli tane birbirinden komik ve birbirine karşıt nedene bağlardı: Çünkü böyle bir atın sırtında öylece oturup, atın başına bir ölü seyredermişçe bakarak de vanitate mundi et fuga seculi üzerine tefekküre dalabilmekteydi. Atına binmiş usul usul ilerlerken, dilediği zihinsel egzersizi yapmaya zamanı olmaktaydı -tıpkı çalışma odasındaymışçasına, isterse vereceği vaazda öne süreceği savı, isterse donundaki deliği düşünebilirdi; hem de herbirini aynı yoğunlukla. Canlı bir tırısla ağır bir münakaşa, tıpkı zeka ile muhakeme gibi, yan yana koşulamazdı. Oyasa, atının sirtimda her şeyi bilip ulaştırabilir, vaazını hazırlayabilir, öksürüğünü hale yola koyabilir ve eğer doğa öyle bir çağrıda bulunursa uyuklayabilirdi de. -Kısacası papaz bu gibi durumlarda gerçek nedenin dışında her türlü neden ileri sürmekte ve gerçek olanı o da sadece iyi niyetinden, kendi kendini övmek olacağını düşündüğünden gizlemekteydi.
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.