Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Birisini öldürme sahnesi daha ne kadar güzel anlatılabilirdi.
Tellal suyu geçti, Kurtboğanın karşısında durdu. Şimdi apaydın lik, her şey silinmiş, bir aydınlık ortasında onu görüyordu. Bıyıkları yayılmış bir ikircik içinde gülüyordu. Birden yüzü soldu, apak kesil- di, yüz çizgileri bir delilikte oynadılar, keskinleştiler, karmakarış karıştılar. Tellal tabancasını çekti, tabanca güne gelince menevişledi, şim şekledi. Soğukkanlı: «Bu bir, dedi. Kurtboğa sandalyasında sallandı. Hiç bir yerinde kan yoktu. Eğilip bükülürken sese benzer bir şey çıkardı. «Bu iki...>> Yarı yarıya sandalyadan aşağıya kayarken, bu da üç. dedi. Kurtboğa sandalyadan kaydı, ağzı yukarı yere serildi. Sol eli sandal yaya asılı kalmış, sağ bacağını karnına doğru çekmişti. Bir anda bü tün yüzü kan içinde kaldı. Tellal, elinde tabancası, yüzü düz, soğukkanlı, ciddi, para sayar gibi. «Bu da üç.>> dedi. Sonra ölünün yöresinde bir kere döndü, eski durduğu yere gel- di, tabancasını doğrulttu, ne kadar kurşunu kalmışsa Kurtboğanın göğsüne boşalttı. Kurşunlar pat pat değdikçe Kurtboğanın ölüsü bir irkiliyordu. Kurşunları bitince tellal gözleri ölüde, yöresinde üç dört kere gitti gitti geldi, bir an durduktan, küçümser bir tavırla ölüye bak- tıktan sonra hiç bir şey olmamış gibi çarşının öteki ucuna, demirci- ler çarşısına yürüdü.
Sayfa 373Kitabı okudu
·
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.