uykusuzluğundan öpüyorum seni
sağır kayalar yuvarlanıyor
aramızda yalan yanlış
kelimeler gölgelere kaçıyor
güneşin kavuruyor
kalan gövdeleri
sorumsuz ellerin
tutuyor benden kalan ateşi
nehirler akıyor aramızdan
dünya donuyor
ve bir anlığına
bizi her an yiyen zamanı ısırıyorum
senin dişlerinle
gölgenden öpüyorum seni
uzak ışıklar canlanıp canlanıp
sönüyorlar bakışlarında
ten kafesleri açılıyor da
uçan kuşları seyreden gövdem
bir ot kadar toprağa bağlı kalıyor
köklerim ecelden besleniyor
kanatlarım senden
ve kelimelerle birlikte
geri dönüyor hasret
gurbetinden öpüyorum seni