Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ancak O, öyle (kudretli) bir Zât'tır ki; sana o (eşsiz bir) Kitab (olan Kur'ân)ı indirmiştir. Ondan bir kısmı, (mânâsı anlaşılamayacak derecede kısalıktan ve farklı yönlere ihtimâlli olmaktan korunmak suretiyle) muhkem (ve sağlam kılınmış) birtakım âyetlerdir ki onlar o Kitâb'ın anası (ve esâsı olduklarından, helâl ve haram gibi hükümlerde başvurulacak yegâne kaynak)dır(lar). Bir de (kısalığından veyâ luğat îtibârıyla muhkem bir âyete muhâlif olduğundan dolayı farklı tefsirlere müsâit bulunan) diğer müteşâbih (âyet)ler. Artık o kimseler ki kalplerinde (haktan bâtıla doğru bir sapma ve) bir meyil vardır; işte onlar (insanları din adına) fitne(ye düşürmek) isteğiyle ve onu (canlarının istediği gibi) te'vîl etme arzusuyla, o (Kur'â)ndan müteşâbih olanın peşine düşerler (de onun sâdece dış mânâsıyla yetinirler ve yanlış yorumlarla onu tahrîfe yeltenirler). Hâlbuki onun (tefsîrinin nereye varacağını ve gerçek) te'vîlini Allâh'tan başkası bilemez (ve kimse "Kesinlikle bunun bundan başka mânâsı yoktur" diyemez). İlimde (son derece derinleşerek) râsih olanlar ise (sapık fikirlilerin yaptığı gibi müteşâbih âyetlerin mânâlarını karıştırmayıp): "Biz on(lar)a (Allâh-u Te'âlâ'dan geldiği şekliyle) îmân ettik, (muhkem ve müteşâbih âyetlerin) hepsi (de, kelâmında hiçbir çelişki bulunmayan) Rabbimiz nezdinden (indirilmiş)dir" derler. Zâten (hislerin tesirinden kurtulmuş) hâlis akıllara sâhip olanlardan başkası (Kur'ân-ı Kerîm'de bulunan öğütleri) iyice düşünemez.
Âl-i’ İmrân-7
·
150 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.