Artaud'nun dolaysızlık yanılsamasının kurbanı olduğu söylenebilir: Kolaydır bu: Ama her şey onun "yaşam" diye adlandırdığı bu dolaysızlıktan kaçınma tarzıyla başlar: Nostaljik bir kendinden geçişle ya da bir rüyanın fark edilmeden terk edilişiyle değil, aksine, bariz bir kopuşla; bu kopuş daimi bir yön değişikliğinin teyidini kendi merkezine dahil eder ve bu da en özünde sahip olduğu ve gerçek doğasının tüyler ürpertici sürprizi haline gelir.