Hemingway bu romanında savaşı kaybeden bir adamın romanın sonunda hayatın aşk olmadan hiç yaşamaya değmeyeceğini söyledi. Aşk olanı olduğu gibi reddetmektir. Henry ve catrine birbirine hiç uymayan karakterlerdi. Henry yarı ayık gezen bir alkolik catrine aşk acısını yine mış gibi yapıp kendini kandıran bir zavallı mağdur. Kitapta tempo çok yavaş akıyor. Ama okurken kendinizi hiç yorulmuş hissetmiyorsunuz. Yazarın mekan tasvirleri çok sığ bir anlatımla dilde getirilmiş. Elbette bir dosteyevski veya Orhan Kemal olmasını beklemedim. Bu romanı dosteyevski yazsa muhtemelen en az iki cilt olurdu. Hemingway hikayeyi canlı tutmak için merak duygumuzu sık sık gazeteler okuyarak savaşın gidişini de bize anlatmayı ihmal etmiyor. Savaşı alt metinlerde ciddi ciddi eleştiriyor. Ama fedailikte yapmıyor. Kitabın en can alıcı yeri bana göre esir alınıp nehirde yüzerek kaçış anıydı. Belki benim beklentim çok yüksek olduğundan olabilir, Çanlar kimin için çalıyordaki heyecanı bulamadım.