"Hiç önemli değil. Bana göre sende eşsiz bir yürek var. Bundan sonra çiçek getirmeni istemiyorum. Sana özellikle çiçek verirlerse başka. Söz mü?"
"Söz. Ama bardak ne olacak? Hep boş mu kalacak?"
"Bu bardak bir daha boş kalmayacak. Ona baktığımda, içinde hep yeryüzünün en güzel çiçeğini göreceğim ve, 'Bu çiçeği bana en iyi öğrencim verdi,' diye düşüneceğim. Tamam mı?"
Şimdi gülüyordu. Elimi bıraktı ve tatlılıkla, "Artık gidebilirsin altın yürekli çocuk," dedi.