Demek ki bu maruz kalmalardan kurtulsak bile söz konusu ruh hali hayatımızın, karakterimizin bir parçası oluyor. Yani sistem istediği jandarmayı yaratmış oluyor. Sonra başımıza kötü bir hal gelirse, "Mutluluğun bedelini ödedim," hissiyatına kapılıyoruz. "Sistem istediği jandarmayı yaratmış oluyor!" Güçlü ve doğru bir tespit. Evet, bedelini ödediğin zaman rahat edersin. Bedelini ödeyememişsen, "Acaba ne
zaman ödeyeceğim?" diye beklemeye başlarsın. Bu bekleyişin de
bir bedeli, bir stresi vardır. Bu nedenle "içimizdeki çocuk" kavramı önemli bir farkındalık. .. Yani bir insanın içindeki çocukla tanışması, yüzleşmesi, ilişki kurması, onunla arkadaş olup konuşması önemli ... İç çocuk utanca boğulmuş, küsmüş, bir yere saklanmış ise -onunla yüzleşmek acı vereceğinden- kişi mümkün olduğu kadar bu konunun üzerine gitmekten kaçar. Yüzleşmek istemez, geride durur. Ama yüzleşmeliyiz. Üstelik
bunu bilinçli bir şekilde yapmalıyız.