Yaşadığı iki odayı-ister istemez bazı temel ihtiyaçlardan vazgeçmek pahasına- pek ahım şahım olmasa da, gene de lüks döşemişti. Üzerine oturulan eşyalara -derin ve yumuşak koltuklar almıştı-, perdelere vs halılara ayrı bir düşkünlüğü vardı. Böylelikle "çektiği acıya saygınlık katacak" bir iç mekan yarattığını söylüyordu. Modern tarzda döşenmiş bir oda da olsa, sıkıntı insanın rahatını kaçırır, fiziksel bir acıya dönüşürmüş.