Mustafa Kemal, Durkheim sosyolojisinin tipik bir sözcüsü gibi konuşuyor. 13 Ocak 1923'te verdiği bir demeste: "Ben öyle bir firka teşkilini tasavvur ediyorum ki, bu firka milletin bütün sunüfunun refah ve saadetini temine matuf bir programa malik olsun." diyor. Türkiye'de sınıfların bulunmadığını, meslekler bulunduğunu söylüyor; "Binaenaleyh muhtelif meslekler erbabının menfaatleri yekdiğeriyle imtizaç halinde olduğundan onları sınıflara ayırmak imkânı yoktur ve umumi heyetiyle hepsi halktan ibarettir," diyor. Aralarında uzlaşmaz çelişkilerin bulunduğu sınıfların olmadığı yerde siyasi partilere de yer yoktur. Türkiye sınıfsız bir toplumdur. Sınıfsız topluma da bir tek siyasal parti yeter! 1920'li yıllarda Türkiye'de sınıfların olmadığını söylemek bilim dışı olmanın yanında, ülkede yaşayanların "ilkel", "barbar" olduğu anlamına gelir. "Türkiye'de sosyal sınıfların yok olduğunu öne sürmek, Türkiye'nin barbarlık çağında yaşadığını söylemektir."