Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Trikopis'in de soracağı bir sual vardı. Nitekim birkaç gün önce esir edilen dört Yunan generalinin de, ilk sorgulardan sonra ve karşılarındaki basit kıyafetli zatın kim olduğunu sorup da onun Mustafa Kemal olduğunu öğrendikleri, yani cephenin bu kadar ileri bir noktasında bir Başkumandan bulunabileceğini gördükleri zaman, düştükleri şaşkınlık, Trikopis'i de bekliyordu. Trikopis sualini sordu: "- Siz bu muharebeyi nereden idare ediyorsunuz?" "- İşte, tam o süngülerin parıldadığını söylediğiniz yerde, askerlerin yanındaydım… "- İşte harp böyle kazanılır. Yoksa; 550 kilometre uzakta, durum gözle görülüp hüküm verilmeksizin bir harita üzerinde pergelle ölçülerek, İzmir körfezinde bir yattan idare edilmez. Edilir ama, netice böyle olur…" Fakat bu arada garip bir şey oldu. Trikopis, Gazi Mustafa Kemal'e kendi Başkumandanlarından bu şekilde bahsederken Mustafa Kemal, bir şey hatırlamış gibi sordu: "Bundan birkaç ay evvel Başkumandanınız Anesti, cepheyi teftişten avdetinde, gazetecilere verdiği beyanatta: "- Mustafa Kemal mi? Ben bu isimde bir kumandan tanımıyorum! Cephede hiçbir yerde rast gelmedim, demişti. Şimdi bir haftadır muharebe meydanındayım. Evet, Başkumandanınız nerededir?" Trikopis sadece iki ellerini yanlarına açtı. Başını öne doğru eğdi. Dudaklarını büktü ve öylece kaldı. Ama ortada gene bir Yunan Başkumandanı vardı: Çünkü son muharebenin başlangıcında Yunan hükümeti, Haci Anesti'nin yerine General Trikopis'i Başkumandan tayin etmişti. Fakat daha ilk günden İzmir'le muhabere hatları kesilince, Trikopis bu emri alamadı. Ama emir Türk kurmayının eline geçmişti. Başkumandan Gazi Mustafa Kemal, karşısındakinin: "- Kim bilir, Başkumandanımız nerededir, bilmiyorum ki?…" gibi hazin bir şaşkınlık ifade eden hali üzerine, Yunan hükümetinin bu emrini ve kendisinin Başkumandan tayin olunduğunu Trikopis'e bizzat tebliğ etti!… Esir generaller, Gazi Mustafa Kemal'in huzurundan hem teessür, hem şaşkınlık içinde ayrıldılar. Şaşkınlıkları şundan geliyordu: İntikamcı bir muzafferle karşılaşacaklarını sanmışlardı. Halbuki karşılarında, insanüstü bir varlık vardı…
Sayfa 497 - Remzi KitabeviKitabı okudu
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.