Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Anadolu'ya şimdi Türkiye'den işgal masrafı isteyen efendilerinin emri ve müsaadesiyle saldıran Yunanlıların yaptıkları tahribat bahsinde ise, en ibret verici olan, Yunan Başmurahhası ve Anadolu saldırısının baş teşkilâtçısı Venizelos'un birinci komisyonun I numaralı zabıtnamesinde yer alan şu sözlerdir: "Yunanistan, sadık müttefik vazifesini sonuna kadar ifa eylemiş olmak şerefini talep eyler. Harekâtı bugün ne kadar felâketli neticeye müncer olmuşsa (felaketle sonuçlanmışsa) o kadar kuvvetle şerefi mutalebe eder (şerefini ister). "Türk arazisi üzerinde ne için izhar-ı müddeiyat etmiş olduğu yolunda (iddiada bulunduğu) Yunan hükümetine bir sual yöneltilebilir. M. Venizelos bildirmek ister ki, onun hükümeti, müdahalesine karşılık tavizat-ı arziyeyi (toprak isteğini) hiçbir zaman şart koşmamıştır. Yunanistan ancak müttefiklerine karşı sözünü tutmak ve Müttefiklerin müdafaa ettikleri ve M. Venizelos'un tamamıyle tasvip eylediği esasları müdafaa eylemek için harbe girmiştir." Venizelos'un ve onunla aynı safta oturan Müttefiklerin görüşünü yansıtan bu sözler, Lozan konferansında Türk heyetinin karşılaştığı mantıksızlığın, saçmalığın dehşeti hakkında bir fikir vermeye yeter. Yani Yunanistan harp istememiş. O sadece, müttefiklerinin hizmetinde bulunmuş. Hiçbir toprak dileği yokmuş. Ancak şerefli bir vazife yapmış. Bu vazifenin şerefini dava etmek hakkıymış. Ama ne var ki, bu mugalata Müttefiklere pek yerinde görünüyordu. Nitekim Yunanistan, Venizelos'un yukarda iftiharla ortaya attığı şerefli hizmetinin eseri olan ve Ege denizinden ta Sakarya'ya kadar uzanan yangın harabeleri ile toptan öldürmeler için konferansça hiçbir tazminata mahkûm edilmedi. Ismet Paşa Venizelos'un bu garip beyanını aynı celsede, Yunanistan'la Türkiye'nin Birinci Dünya Harbinde, harp halinde bile bulunmadıklarını ve Yunanistan'la harbin ancak 1919'da ve Yunan saldırısı üzerine başladığını belirterek cevaplandırdı. Ama ne var ki, Türkiye'de Yunan tahribatı 4.000.000.000 altın franga varıyordu! Buna karşı Venizelos'un şu beyanları, hem bir itiraf, hem de tarihin en ibret verici açıklamalarından biridir: "Yunan ordusunun, kendi teşebbüsü ile değil, Müttefiklerin daveti üzerine ve Yunanistan'ın hususi menfaati için değil, Müttefiklerin menfaati için İzmir'e çıkmış olduğu müsellemdir (yani böyle olduğunu teslim etmek lazımdır.) "Yunanistan'ın İzmir'i işgal ve Küçükasya'da askeri harekât takip eylemesi kendi hesabına değil, Müttefiklerin müşterek menfaatları için vaki olmuştur (Venizelos bu konuda Fransa Başvekili Clemenceau ile bir mektuplaşmasını ileri sürmüştür). Müttefikler ancak 21 Haziran 1921 tarihinde Yunan hükümetine, eğer tavassutlarını kabul etmezse, bu kısır teşebbüste devam ve sebat edemeyeceklerini ve Yunanistan'ın kâr ve zarar kendisine ait olmak üzere mücadelede devam edebileceğini beyan etmişlerdir." (3 numaralı komisyonun 3 numaralı zabıtnamesinden.) Hem müttefik devletler, hem Yunan hükümeti aleyhine kendi cephesinden bu kadar suçlayıcı bir açıklama çok şaşırtıcıdır. Demek ki Yunanistan çocuklarını, başkalarının hesabına ve bir kumar uğruna Anadolu topraklarında eritti. Bu arada on binlerce Türk, canından, yahut evinden barkından oldu. Ama sonunda, Anadolu ve Trakya Rumluğu ve bu arada bu yerlerdeki Ortodoks kilisesi de silindi gitti… Venizelos tabii hem doğru, hem yalan söylüyordu. Müttefiklerin elinde bir alet olduğu gerçekti. Ama sanıyordu ki maceranın sonu, Türklerin Yunanistan lehine Trakya, İstanbul ve Batı Anadolu'dan çıkarılması olacaktır. Fakat hesaplar yanlış çıktı.
Sayfa 116 - Remzi kitabeviKitabı okudu
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.