HÜYÜKTEKİ NAR AĞACI “… içlerinde belli belirsiz bir sevinç, bir umut inceden yeşeriyordu.” Umut dolu bir arayışın yolculuk hikayesi… Yaşar Kemal ile birlikte bir Çukurova yolcuğuna daha çıkıyoruz bu kitapla. Yine çaresiz, yine yoksul, yine utangaç, yine mahcup, ama yine umut dolu, yine güçlü, yine haksızlığa boyun eğmeyen bir şekilde. Çalışmak için Çukurova’nın geçim kapısı, ekmek kapısı, umut kapısı olduğu zamanların sonu gelmiştir artık. Çünkü kapitalist düzenle birlikte tarımda makineleşme başlamış hayvan ve insan gücüne gereksinim kalmamıştır. Bundan bir haber olan Mehmet ve arkadaşları iş bulmak için Çukurova yoluna düşerler. Düşerler ancak hiçbir yerde iş bulamazlar. Her şeyi satıp bu uğurda yola düşen arkadaşlar elleri boş dönmemek için her köye adım atarlar. Ama çaresiz elleri boş ayrılırlar. Aralarından sıtmaya yakalanan arkadaşlarını da ordan oraya taşıyıp sürüklemek de cabası tabi. Yaşar Kemal deyince mistik mitolojik öğelerden bahsetmezsek olmaz tabi. Hüyük’te bir nar ağacı efsanesi karşılar bizi kitapta. Bu defa iş aramayı bırakıp bu ağacı bulup aman dilemek ister bu grup. Sonunda ağacı değil ama kökünü bulurlar tabi. Kısacık bir roman olsa da yine etkilemeyi başaran bir kitap, doğa insan ilişkisinin en iyi örneklerinden biri. Galiba en gerçeği… Severek okudum. Okuyun…

Hüyükteki Nar AğacıYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20184,659 okunma

·

54 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mine aksoy