Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

En zor an Jeff barda arkasında duran aynaya baktığı zamandı. Artık ne göreceğini çok iyi bilerek aynaya baktı fakat yine de on sekiz yaşındaki, solgun ve zayıf suratını görünce Şok oldu. Objektif olarak bakıldığında, aynadaki çocuk her nasılsa olduğundan daha olgun görünüyordu; o yaşta içki içmekle ilgili pek sorun yaşamamıştı, tıpkı şimdi olduğu gibi. Fakat Jeff bunun uzun boyu ve derin gözleri sayesinde oluşan bir illüzyondan ibaret olduğunu biliyordu. Ona göre aynadaki görüntü tecrübesiz ve zarar görmemiş bir gençlikti. Ve bu gençlik kendisiydi. Hafızasındaki bir görüntü değildi, Şimdi, buradaydı: içkisini tuttuğu bu kırışıksız eller, görmesini sağlayan keskin gözler. "Bir tane daha alır mısın, tatlım?" Garson kız ona gülümsedi, parlak kırmızı dudakları, bol maskaralı kirpikleri ve demode, kabarık saçları vardı. "Fütüristik" bir kostüm giyiyordu; iki-üç yıl sonra bütün genç kadınların giyeceği türden janjanlı mavi mini bir elbise. Bundan - altmışların başlarından iki üç yıl sonra. Tanrım. Artık olanları inkar edemezdi, olanları mantık çerçevesinde açıklamaya çalışamazdı. Kalp krizinden ölüyordu ama hayatta kalmıştı; 1988 yılında ofisindeydi ve Ģimdi...buradaydı. Atlanta, 1963. Jeff bir açıklama aradı lakin baĢarılı olamadı, en azından biraz olsun anlamlı bir açıklama... Gençken çok sayıda bilimkurgu okumuştu ama şu durumu, karşılaştığı zaman yolculuğu senaryolarının hiçbirine benzemiyordu. Makine yoktu, deli ya da akıllı bir bilim adamı yoktu; ve merakla okuduğu o romanlardaki karakterlerin aksine bedeni genç haline dönüşmüştü. Sanki sadece aklı yıllar içinde bir atlama yapmış ve on sekiz yaşındaki beyninin yerini işgal etmişti
·
180 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.