Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

400 syf.
9/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Karl Marx ve Yabancılaşma (Sayfa 61-68)
Yabancılaşmayı öncüllerinden ayrı olarak iktisadî ve sosyolojik bağlamda ele alan ve sol Hegelci kanattan biri olan
Karl Marx
Karl Marx
,
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
diyalektiğinden daha radikal sonuçlara varır. Hegel yabancılaşmayı teoloji düzeyinde tutarken Marx; "Din halkların afyonudur." fikriyle dini dışlar, yabancılaşmaya pratik ve sosyal bir konumdan bakar. Marx teorisinde yabancılaşmayı ilki insan-doğa arası, ikincisi üretici-ürün arası olmak üzere iki farklı açıdan ele alır. İnsan-doğa arası yabancılaşmaya üretimin ortaya çıkardığı normal bir sonuç gözüyle bakar. İnsan ya da herhangi bir canlı, var olmak ve yaşamak için üretmek zorundadır. Üretimin ham maddesi de {üreticiyi ve tüketiciyi içerecek şekilde} doğadır. Ham madde yani doğa, yaşamak için zorunlu yapılan üretimle eski hâline yabancılaşır. Üreterek tüketen bir konumdaki insan da doğanın bir parçası olarak doğaya yabancılaşır, bu yabancılaşmanın ivmesi Sanayi Devrimi'yle arşa çıkar ve Marks "gittikçe kötüleşen kapitalist sistemin ne kadar hızlı ilerlerse o kadar kötü hâle gelerek kendi sonunu getireceği" gerekçesiyle bu ivmelenmeyi destekler ancak bu destek insan-doğa arasındaki değil, {öbür bir yabancılaşma sahnesi olan} üretici-ürün arasındaki yabancılaşmayla ilgilidir. Üretici-ürün arasındaki yabancılaşmaya odaklanıp bu konseptin temelindeki Marksist felsefeye indiğimizde şöyle bir çıkarımlar silsilesiyle karşılaşılaşırız: İnsan, kendini çalıştığında bulur ve bilincin güncele dökülmesi de yine çalışmayla mümkündür ancak çalışmayla pratik kazanan bilinç, içerik dışarıdan belirlenirse insandaki etkisini yitirir. Nasıl ki bilinç bir bütünse emeğin süreci de bir bütündür ve bilinç, faaliyetini bu bütünlük içinde gerçekleştiremezse yarım kalır. Üretimin tamamında etkin olarak bulunamayan işçinin kendi ürettiğine uzaklaşması, önce ürüne ve sonra emeğine yabancılaşmasıyla sonuçlanır. Emeğine de yabancılaşan işçi bir köle hâline gelir ve amacını kaybeder. Marx, tüm bu analizlerinin sonucunda yabancılaşmayı olumsuz bir yapıda bulur ve nedenini üretim sürecindeki dış müdahale ile özel mülkiyete bağlar. Marx’a göre yabancılaşmanın kaynağı konumundaki kapitalist sistem ile onun ortaya çıkardığı özel mülkiyet ve meta fetişizmi gibi kavramlar tüm işçilerin birlikte gerçekleştireceği proletarya devriminin sonrasında ortadan kaldırılacak ve işçinin üstündeki baskı düzeni yıkılacaktır. Marx’ın bu fikirleri de felsefeye damgasını vurur ve muhalif ya da taraftar toplar. Kapitalizm Marx'tan sonra modernizmle birlikte yükselmeye devam ederken kapitalizme ve modernizme eleştiriler bu sefer Marx'tan etkilenen postmodernizm ile diğer sol ekollerden gelir.
1844 El Yazmaları
1844 El YazmalarıKarl Marx · Sol Yayınları · 2011468 okunma
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.