Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

400 syf.
·
Puan vermedi
·
70 günde okudu
Bu inceleme 1. Marcel Proust’un Hayatı 2. Kitabın Yayın Süreci ve Proust’a Gelen Eleştiriler 3. Kitabın Teması ve Anlatım Özellikleri 4. Bellek ve Zaman 5. Swann ve Odette Arasındaki İlişki 6. Sonuç bölümlerinden oluşmaktadır. Serinin ilk kitabı olduğu için daha çok Proust’un hayatı ve eserin yayınlanma sürecine yönelik bir değerlendirmeyi daha uygun buldum. 1. Marcel Proust’un Hayatı Marcel Proust, 10 Temmuz 1871'de Paris'te doğdu. Babası, ünlü bir doktordu ve annesi zengin bir Yahudi ailedendi. Çocukluğu sağlık sorunlarıyla geçti; 9 yaşından itibaren astım hastalığıyla mücadele etti. Eğitimine odaklı bir öğrenci olan Proust, Sorbonne'da hukuk okudu ve edebiyat diplomasını aldı. 1903'te babasını, birkaç yıl sonra da annesini kaybetmesi, yazı hayatına farklı bir yön verdi. Bu dönem, onun edebi çalışmalarına derinlik katan bir dönem oldu. Aynı zamanda, bu süreçte eşcinselliğini daha açık bir şekilde yaşamaya başladı ve toplumdan uzaklaşmaya başladı. Proust, 1907 civarında büyük eseri olan "Kayıp Zamanın İzinde" üzerine çalışmaya başladı. Kitabın ilk cildi yayınevleri tarafından reddedildiği için Proust kendi parasıyla yayınladı. Ancak, ikinci kitap olan "Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde" büyük bir başarı elde ederek Goncourt Ödülü'nü kazandı. Yazar 1922'de zatürre nedeniyle vefat etti. 2. Kayıp Zaman İzinde Serisi ve Proust’a Gelen Eleştiriler Proust'un "Swanlar’ın Tarafı" adlı eseri, dönemindeki yayınevleri tarafından reddedilmiştir. 1913'te J. Madeleine, eserin 712 sayfalık elyazmasını okuduğunu ancak metni anlayamadığını belirterek basımı kabul etmemiştir. Aynı dönemde La Nouvelle Revue Française ve Ollendorf gibi yayınevleri de eseri reddetmiştir. Bu süreçte, ünlü yazar Andre Gide de eseri reddederek Proust'un eserine ön yargılı bir bakış sergilemiştir. Proust, kitabın reddedilmesi üzerine 14 Kasım 1913'te kendi parasıyla eseri yayımlamıştır. Kitap sadece Proust'un birkaç ünlü dostunun dışında geniş kitleler tarafından ilgi görmemiştir. Ancak önemli bir yapıt olduğunu sezenler de yok değildir; bunlardan bir tanesi Henri Gheon'dur. Swannlar’ın Tarafı hakkında yazdığı makale bazı kişileri uykusundan uyandıracaktır. Andre Gide, Henri Gheon'un makalesinin etkisiyle hatasını anlayarak Proust'a şunları yazmıştır: “Bir kaç gündür kitabınızı elimden bırakamıyorum; ( ... ) Bu kitabın reddi NRF’in(La Nouvelle Revue Francaise) en büyük hatası, ( ... ) benim de yaşamımın en üzücü, en pişmanlık verici olayı olarak kalacaktır.” Kitabın anlaşılmaması ve eleştirilme sebeplerinden bahsedelim. Eleştirilerin bir kısmı, eserin karmaşık yapısından kaynaklanmaktadır. Geleneksel olay örgüsü beklenen bir yapıda olmaması ve farklı anlatım tekniklerinin kullanılması, eleştirmenlerin eseri anlamasını zorlaştırmıştır. Ayrıca, Proust'un kendi yaşamı ile eserdeki yaşam sahneleri arasındaki benzerlik, eleştirmenlerin eserin otobiyografik olduğu düşüncesine sürüklenmesine neden olmuştur. "Kayıp Zamanın İzinde"nin bölüm bölüm yayımlanması, eleştirmenlerin eserden uzaklaşmasına yol açmıştır. Bu durum, eserin tamamının bir bütün olarak değil parçalar halinde sunulmasının, anlaşılmasını zorlaştırdığını göstermiştir. Ayrıca, Proust'un eserlerinin yayımlandığı dönemdeki edebi akımların etkisi de göz ardı edilemez. Özellikle sürrealizmin popülerliği ve savaş sonrası dönemdeki "bağımlı edebiyat(Bağımlı edebiyat, yazılan metinlerin belirli bir ideoloji, siyasi görüş veya sosyal amacın savunulmasına dayandığı bir edebi akımdır. Bu tarz, edebiyatın toplumsal değişim ve dönüşüm aracı olarak kullanılmasını içerir. Yazarlar, eserlerinde belirli bir fikri savunarak veya toplumsal, siyasi, ekonomik sorunlara dikkat çekerek okuyucuları harekete geçmeyi amaçlarlar. Bu akım altında yazılan metinler, genellikle belirli bir siyasi görüşü desteklemek veya toplumda farkındalık yaratmak amacıyla kaleme alınır.)" akımının etkisi, Proust'un eserlerinin gereken ilgiyi görmesini engellemiştir. Bu faktörler, eleştirmenlerin esere odaklanmasını zorlaştırmış ve Proust'un eserlerinin anlaşılmasını geciktirmiştir. 3. Kitabın Teması ve Anlatım Özellikleri Kitap, genellikle birinci şahıs bakış açısından anlatılmıştır. Anlatıcı, genellikle içsel monologlar yoluyla okuyucuya kendi düşüncelerini, duygularını ve gözlemlerini aktarır. Bu içsel monologlar, zamanın geçişini ve belleğin gücünü vurgulayarak karakterlerin derinliğine ve duygusal karmaşıklıklarına odaklanır. Proust'un anlatım tarzı oldukça ayrıntılı ve bazen uzun cümlelerden oluşur. Zamanla ilgili karmaşık bir anlayışı vurgular ve okuyucuya zamanın insanlar üzerindeki etkilerini, hatıraların nasıl canlandığını ve insan ilişkilerinin karmaşıklığını gösterir. Ayrıca, anlatıcı için detaylar çok önemlidir bu yüzden okuyucuya çevresindeki nesnelerin, insanların ve mekanların zengin betimlemelerini yapar. Anlatıcının duygusal zekası ve gözlem yeteneği, eserin derinliğini ve zenginliğini oluşturan önemli unsurlardan birisi olarak karşımıza çıkar. 4. Bellek ve Zaman Swannlar'ın Tarafı"nda “zamanın değişken doğası” ve “belleğin subjektif yapısı” kitabın ilerleyişini belirleyen iki ana izlektir. Marcel Proust düşünce hayatının şekillenmesinde büyük rol oynayan Henri Bergson’un zaman ve bellek anlayışını eserine yansıtmıştır. Bergson, zamanı iki farklı şekilde ele alır: dışsal, ölçülebilir ve kesintili zaman ile içsel, sürekli ve akışkan zaman. Proust'un eserlerindeki karakterlerin içsel dünyalarında zamanın ve belleğin işleyişi, Bergson'un içsel, akışkan zaman kavramıyla uyumludur. Karakterlerin anıları, geçmişle şimdiki zaman arasında sürekli bir etkileşim içindedir ve bu etkileşim zamanın kesintisiz akışını yansıtır. Bergson'a göre, bellek zamanı kesintisiz bir akış olarak algılar ve zamanın gerçek doğası içsel, subjektif bir deneyimdir. Proust da karakterlerinin iç dünyalarında zamanın bu subjektif akışını inceler; hatıraların, duyguların ve algıların zaman içinde nasıl değiştiğini ve birbiriyle etkileşimde olduğunu anlatır. Özellikle Proust'un eserlerinde, hatıraların, bir koku, bir müzik veya bir manzara gibi dış uyaranlarla canlandığı ve bu anılardaki duygusal yoğunluğun, zamanın etkisiyle değiştiği vurgulanır. Bu, eserlerinin derinliği ve karakterlerin içsel dünyalarının karmaşıklığıyla birleşerek okuyucuya zamanın ve belleğin subjektif doğasını gösterir. Belleğin subjektif doğası, her bireyin deneyimlerini ve hatıralarını farklı şekillerde algılaması ve işlemesidir. Bu, herkesin aynı olayı farklı şekillerde hatırlayabileceği gerçeğine dayanır. İnsanlar, geçmiş deneyimleri ve anıları üzerinde farklı duygusal, zihinsel ve bilişsel filtrelerle işlerler. Hatıraların zamanla değişebileceği gerçeğini içerir. Hatıralar, kişinin duygusal durumu, deneyimlediği olaylar ve sonradan edindiği perspektifler gibi faktörlere bağlı olarak yeniden şekillenebilir. Bu da aynı olayı farklı zamanlarda hatırlarken veya farklı kişilerle paylaşırken, hatıraların farklı yönlerinin öne çıkmasına ve değişmesine neden olabilir. Ayrıca, insanların hatırladıkları şeylerin seçiciliğiyle de ilgilidir. Bir olayı hatırlarken, kişi bazı detayları önemli bulurken, diğerlerini unutabilir veya önemsemeyebilir. Bu seçicilik, hatıraların ve anıların bireysel bir bakış açısıyla oluşturulmasına yol açar. Proust tüm seri boyunca belleğin subjektif yapısını ve zamanın değişken doğasını eserlerine işler ve karakterlerini bu yönde oluşturur. 5. Swann ve Odette Arasındaki İlişki Kitap anlatıcının ailesinden bahsetmesiyle başlar ve bölüm boyunca böyle ilerler. Sonraki bölümlerde Swann ve Odette ilişkisine odaklanır. Kitabın merkezinde yer alan Charles Swann, zengin bir entelektüel ve toplumun üst kesimlerine mensup bir karakterdir. Swann'ın sanat dünyasında etkili bir koleksiyoncu olarak tanınmasıyla birlikte, aşk hayatı ve duygusal ilişkileri de değişmeye başlar. Özellikle Odette’e duyduğu yoğun aşk ve bu ilişkinin karmaşıklığı, kitabın temel dinamiklerinden biridir. Swann'ın duygusal iniş çıkışları, aşkın zamanla nasıl değiştiğini ve insan psikolojisi üzerindeki etkilerini gösterir. Swann, üst düzey bir sosyal çevrede yer alır. Odette ise daha alt tabakadan bir kadındır ve bu sosyal çevrenin dışından gelir. İkilinin bir araya gelmesi, sosyal statü ve sınıf farklılıklarının ötesinde bir ilişkinin doğmasına yol açmıştır. Swann'ın duygusal yapısı, hayatının büyük bir bölümünde kadınlara olan duyarlılığını artırmıştır. Odette'e duyduğu aşk, zamanla saplantıya dönüşür ve bu ilişki, Swann'ın hayatını derinden etkiler. Odette'in gizemli ve çekici yanları, Swann'ın ona olan bağlılığını artırır. Odette'in karakteri ise karmaşıktır. Değişken duyguları, davranışları ve samimiyeti konusundaki belirsizliği, ilişkinin karmaşıklığını artırır. Odette'in duygusal değişkenliği ve Swann'ın ona olan tutkusu, ilişkinin zaman içinde değişmesine yol açmıştır. Proust, bu ilişkiyi analiz ederken, aşkın, zamanın ve insan ilişkilerinin karmaşıklığını derinlemesine betimler. 6. Sonuç Benim için uzun bir okuma süreci oldu gerek zaman açısından gerek eserin derinliğini az da olsa anlamak açısından. Aşkın karmaşıklığı, zamanın değişken doğası ve belleğin subjektif yapısı, Proust'un derinlemesine işlediği temalardan birkaçı. Muhteşem betimlemeleri, akıcı dili ve içsel monologlarıyla edebi açıdan doyduğum bir eser oldu. Bu inceleme de biraz yazarın hayatından biraz zaman ve bellek mevhumundan bahsetmeye çalıştım. Serinin diğer kitaplarında karakterlere ve içeriğe daha çok odaklanacağım. Herkese sevgiler.
Swann'ların Tarafı
Swann'ların TarafıMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20214,212 okunma
··
1 artı 1'leme
·
1.438 görüntüleme
Nina okurunun profil resmi
Murat bey, Proust'un yazdığı serinin ilk kitabı bende okumuştum. Sizde takdir ederseniz ki okuduğumuz kitapların üzerinde yorum yapmak çok daha kolay oluyor. Planlı aktarımınız kitabı daha rahat anlaması yardımcı ve okumak isteyen ve hala okumayanlar için umarım başlamaya vesile olur.
Murat Sezgin okurunun profil resmi
Teşekkür ederim düşünceleriniz için, umarım faydalı olur 🤞🏼
arifsahin okurunun profil resmi
Güzel inceleme, esasen çoğu zaman bir yazarın bir seriye girişirken ilk kitapta biraz daha özensiz veya yeterince kurgunun içine giremediğini görebiliriz... Ama bu elbette ki Proust'ta böyle değil, ne kadar müthiş bir çabanın sonunda ortaya çıktığını ve üretildiğini her satırında hissediyoruz. Önemli bir çıkış noktası ve ilk kitabın biraz daha fazla müstehcen sayılabilir içeriğe sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.