“Sen benim için o dallardaki böğürtlen gibiydin, Maya. Yabani, uzak, tehlikeli ve elbette ulaşılması zor.” Bir şeyi hatırlamış gibi eğlenerek konuştu.
“Biliyorsun o böğürtlenleri almak için duvarlara tırmanır, bir yerlerden atlar ve mutlaka bir yerlerimi çizip dizlerimi kanatırdım. Sonra yanıma gelip cebinden çıkardığın peçetelerinle, o küçük ellerinle yaralarımı temizlerdin. Sen hep benim acıyan yerlerime dokundun, beni hep yaralarımdan sevdin. Benim için dünyadaki her şeyden farklı, her şeyden özelsin. Bazen sana saatlerce bunları anlatmak istiyorum.”